Мы используем файлы cookie.
Продолжая использовать сайт, вы даете свое согласие на работу с этими файлами.

Anatomik terminoloji

Подписчиков: 0, рейтинг: 0

Anatomik terminoloji, uluslararası alanda anatomist, zoolog ve sağlık uzmanlarınca kullanılması amacıyla hazırlanmış bilimsel bir anatomi terminoloji standardıdır. Anatomik terimler Antik Yunan dönemine ve Latince'ye ait kelimeler, ön ek ve son ekler barındırırlar. Bu terimler uzmanlar arasında anlaşma açısından bir standard sağlar ve anlam karmaşasını ortadan kaldırır. Örneğin, el bileğinde oluşan bir yarayı tarif ederken kullanılan anatomik terimler yaranın tam olarak nerede olduğunu, konunun uzmanlarına kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tarif eder. Her uzmanlık alanının kendine has terimleri olur. 1998 yılında hazırlanan standardın adı Terminologia Anatomica yani Anatomik Terminoloji dir. Öte yandan 2017'de yayınlanan makalesinde Strezelec bu standardın içerdiği hataları nedeniyle eleştirilerini sunmuştur.

Terimsel biçimleniş

Anatomik terminolojiede kelimeler oldukça muntazamdır. Önüne ve sonunda konulan standart eklerle birlikte istenen anlamlar verilebilmektedir. Terim kökü genellikle organ veya doku ismidir. Örneğin; Latince kökenli olan Musculus biceps brachii bu anlamda incelendiğinde musculus terimi bunun bir kas olduğunu, biceps terimi kasın çift başlı olduğunu, Brachii terimi ise kol bölgesini tarif eder. Bunun sonucunda ifade kol bölgesinde iki başlı kas anlamına gelir ve anlatılmak istenen standart şekilde anlatılmış olur. İlk kelime bahsedilen yapıyı, ikinci kelime yapısal biçimini, üçüncü kelime ise konumunu ifade eder.

Bir anatomik yapının yeri tarif edilirken en yakınındaki anatomik kilit noktalar referans gösterilmektedir. Bu kilit noktalar umbilikus yani göbek deliği kadranı veya sternum yani göğüs kemiği olabileceği gibi midklaviküler hat gibi çizgisel de olabilir. Sefalon veya sefalik terimleri kafa bölgesini anlatır. Sefalik bölge ayrıca kendi içinde kranium (kafa tası), facies (yüz), frons (alın), okülüs (göz bölgesi), auris (kulak), bucca (yanak), nasus (burun), oris (ağız) ve mentum (çene) olarak ayrı bölgelere ayrılır. Boyun bölgesi serviks veya servikal bölge olarak isimlendirilir. Bu bölgedeki yapılardan örnek vermek gerekirse; frontalis muscle, submental lenf nodları, buccal membran, orbikularis oküli kası verilebilir. Veya, embriyonik kökenleri aynı olsa da kafa bölgesini tarif ederken ayakta duran canlılar için farklı ve 4 ayak üstünde duran canlılar için farklı terimler kullanılabilir. Örneğin; rostral terimi canlının burun kısmı için kullanılır. Burada rostrum aslında kafatasını ifade etmektedir. Benzer şekilde kol bölgesinde gövde için kullanılan ön, arka, , dış terimleri yerine iletişim karmaşısını ortadan kaldırmak için farklı terimler kullanılır. Radial radius yani dirsek altı döner kemiği tarafını işaret eder. Yani başparmak hattında kalan kemiğin tarafını tarif eder. Benzer şekilde Ulnar terimi ise ulnar kemiği yani dirsek kemiği tarafını işaret eder. Yani serçe parmağı hattındaki olan dirsek kemiği tarafını.

Tarihsel süreçler

Uluslararası Anatomik Terminoloji dünyanın her yerinde tıp fakülteleri, dişçilik, sağlık bilimleri gibi alanlarda kullanılmaktadır. Bu terimler uzmanlar arasında bilgi alışverişinin kolaylaştırılmasını ve standardizasyonunu sağlar. Tarifleyici ve işlevseldir. Canlıların bedenlerini hem bütün hem de parçacık düzeyinde incelenebilmesini ve tanımlanabilmesini sağlar.

Uluslararası Anatomistler Birliği Federasyonu (IFAA) tarafından oluşturulan Anatomik Terminoloji Komitesi'nden (FICAT) birçok bilim insanı, insan vücudunun yapılarının isimlendirilmesi ve sınıflaması için çalışmaktadır. Yapılan çalışmalar anatomik, histolojik ve embriyolojik başlıkları içermektedir. Latin Amerika kolunda ise Pan American Association of Anatomy (PAA) tarafından İspanyolca ve Portekizce konuşan bilim adamlarını tarafından terminolojinin geliştirilmesi için Iberian Latin American Symposium Terminology (SILAT) isimli toplantılar düzenlemektedir.

Günümüzde standart olarak kullanılan terminoloji Terminologia Anatomica tarafından belirlenmiştir. 1998 yılında Anatomik Terminoloji Birliği Komitesi (FCAT) ve Uluslararası Anatomistler Birliği Federasyonu (IFAA) tarafından yayınlanmıştır. Daha önce yayınlanan Nomina Anatomica'nın yerine kullanıma girmiştir. Terminologia Anatomica insana ait 7500 civarında (makroskopik) anatomik yapıyı tanımlamıştır. Mikroanatomi için Terminologia Histologica ve embriyolojik isimlendirme için ise Terminologia Embriyologica bulunmaktadır. 2016 yılında Terminologia Anatomica'nın alt başlıkları olan santral sinir sistemi ve periefrik sinir sistemi birleştirilerek Terminologia Neuroanatomica oluşturulmuştur.

2017'de Terminologia Anatomica, kapsamı, dil bilgisi yapısı, tutarsızlıklar, imla hataları nedeniyle eleştirilmiştir.

Konumlama

Anatomik terminoloji vücut yapılarının yerlerini belirlemede kullanılır. Örneğin bir uzman bir yapı için ...nın inferiorunda, başka bir uzman aynı yapıyı konumlandırırken ...nın süperfisialinde terimini kullanabilir.

Anatomik duruş

Anatomik pozisyonlar. Görece konumlar eklenmiştir

Vücutta herhangi bir yapının konumu anlatılırken standart anatomik duruş göz önünde bulundurularak anlatılır. Bu duruş; her iki bacağı omuz genişliğinde açık, dik bir şekilde ayakta dikilen, yüzü ve avuç içleri karşıya bakan, başparmakları ise dışarıyı gösterecek şekilde bir duruşu ifade eder. Standart anatomik duruşu kullanmak kafa karışıklığını azaltır. Sonuç olarak hangi pozisyonda olursa olsun bir yapının yeri anlatılırken anlam karmaşasından kurtulmuş olunur.

Bölgeler

Anatomik pozisyonda insan vücudunun önden ve arkadan görünüşü. Anatomik bölgeler koyu harflerle yazılmıştır

İnsan vücudu tanımlama için bölgelere bölünmüştür. Önden bakıldığında gövde olarak tabir edilen bölge Toraks (göğüs kafesi) ve Abdomen (karın bölgesi) bölgelerinin birleşimidir. Arka taraf ise genel olarak dorsum veya dorsal alan olarak isimlendirilir. Arka tarafın alt bel bölgesi ise Lumbar bölge ve lumbus olarak isimlendirilir. Omuz kanatları skapuler alan, orta hattaki göğüs kemiği ise sternal alan olarak isimlendirilir. Abdominal alan göğüs ile pelvis bölgesi arasında kalır. Koltuk altları aksiller bölge, göbek ve çevresi ise umbilikal bölge olarak isimlendirilmiştir. Pelvis gövdenin alt kısmını oluşturur ve abdominal bölge ile kalçalar arasındaki alanı tarif eder. Kalça ve uyluk önlerinin gövdeye katıldığı alana da inguinal alan ismi verilmiştir.

Tüm kol genel olarak isimlendirilse de, dirseğin ön kısmına antekübital bölge, arka kısmına olekranon, ön kola antebrakium, el bileği karpal bölge, avuç içi palmar bölge, başparmak polleks, parmaklar digits olarak isimlendirilir. Kalça bölgesine Gluteal bölge, pubis kemiğinin üzerinde kalan bölgeye ise pubik bölge isimleri verilmiştir.

Anatomistler alt ekstremiteyi kalça bölgesi (kalça bölgesi ile diz arasında kalan kısım) ve bacak (diz ile ayak bileği arasında kalan kısım) olarak ikiye ayırır. Kalça bölgesine uyluk kemiği nedeniyle uyluk bölgesi veya latince femoral bölge ismi verilir. Diz kemiğine patella ve buraya patellar bölge, dizin arkasındaki çukur alana ise popliteal bölge ismi verilir. Diz ile ayak bileği arasında kalan alana Krural bölge denir ve bu bölgenin dış kısmına peroneal alan iç kısmına ise sural alan ismi verilir. Ayak bileği tarsal alan, topuk ise kalkaneal alan, ayak tabanı plantar alan, parmaklar digits, falanks kemiklerinin olduğu bölgeler ise falangeal alan olarak tanımlanır. Ayak pedal alan olarak isimlendirilir. Ayak başparmağına Hallux ismi verilmiştir.

Karın

Abdominal bölgeler özellikle ağrının konumlandırılmasında kullanılabilir.

Konumun tam olarak belirtilebilmesi, karın ağrılarının konumlarının gösterilebilmesi veya karın içi bir patolojinin tanımlaması için karın bölgesi 9 ana kadrana ayrılmıştır.

Kadranlar Karın bölgesi en sık dörde bölünerek kullanılır. Bunlar umbilikustan geçen hayali çizgilerin oluşturduğu kadranlardır. Sağ üst kadranda; sağ güğüs kafesinin alt kısmına ait kostalar, karacaiğerin sağ kısmı, transverse kolonun sağ dirseği (hepatik fleksura) bulunur. Sol üst kadranda sol göğüs kafesi alt kostaları, transvers kolonun sol dirseği (splenik fleksura), mide ve dalak bulunur. Sağ alt kadranda ince barsaklar, inen kolon, sağ pelvis kemiği, mesanenin sağ üst kısmı bulunur. Sol alt kadranda iseince barsakların bir kısmı ve pelvik kemik sol kısmı bulunur.

Bölgeler Daha detaylı sınıflama karın bölgesini 9 bölgeye ayırır. 2 dikey ve 2 yatay çizginin oluşturduğu 9 bölge mevcuttur. Her iki taraftan orta klavikuler hat dikey çizgilerin izdüşümüdür. Yatay çizgilerin üsttekini kostaların bittiği seviye, alttaki çizgiyi ise pelvik kemiğin üst sınırı oluşturur.

Sağ üst kadran sağ hipokonriak alan olarak isimlendirilir ve burada kostaların alt kısmı bulunur. Üst orta kadrana epihastrik alan denir. Burası karaciğerin sol tarafının alt kısmını ve midenin üst kısmını barındırır. Diafram kası bu bölgede ters u şeklinde bir hat halinde uzanır. Sağ orta kadran sağ lumbar bölge olarak isimlendirilir ve buradan çıkan kolon ve ince barsakların bir kısmı bulunur. ortadaki alan transverse kolon ve ince barsakların üst kısmını barındırır ve santral bölge olarak isimlendirilir. Sol lumbar bölge transvers kolonun sol kısmı ve ince barsakların sol tarafını barındırır. Sağ alt kadrana sağ iliak bölge ismi verilir. İçerisinde iliak kemik anterior çıkıntısı ve çıkan kolon bulunur. Sol taraftaki kısma ise sol lumbar bölge denir. İçerisinde iliak kemik anterior çıkıntısı ve ince barsakların bir kısmı bulunur. Orta alt bölge pubik bölge olarak tanımlanır. İçerisinde pubik kemik, mesanenin üst kısmı, ince barsakların alt kısmı bulunur.

Standart terimler

Anatomistler sağ ve sol terimlerini kullanırlen, gözlemleyen kişinin değil standart anatomik duruşa göre bahsi geçen yapının yönlerinden bahseder. Bir vücuda standart anatomik duruştayken bakıldığında, sağ gözlemcinin solu, sol ise gözlemcinin sağı anlamına gelir. Bu tanımlamalar kafa karışıklığını engeller:

  • Anterior ve Posterior, ön (anterior) ve arka (posterior) konumlarını belirtir.
  • Superior ve inferior, sırasıyla üst ve alt tarafı ifade etmek için kullanılır. Örneğin "gözler ağızın süperior'undadır" gibi.
  • Proksimal ve distal, gövdeye yakınlığı veya uzaklığı tarif eder. Gövdeye yakın olana proksimal, uzak olan distal denir.
  • Superfisiyal ve profundus, sırasıyla yüzeyel ve derin anlamlarına gelir
  • Medial ve lateral, orta hatta yakın ve uzak anlamları için kullanılır. Medial orta hatta yakın, lateral orta hatta uzak anlamlarını ifade eder.
  • Ventral ve dorsal, Ventral terimi ön veya karın bölgesi, dorsal ise arka veya sırt bölgesini ifade eder. Ayakta duran canlılar için anterior vey posterior yeterliyken, 4 ayak üstünde yürüyen canlılar için bu yeterli olmaz. Anlam karmaşı olmaması için ventral veya dorsal terimleri kullanılır.
  • Rostral ve kaudal, Rostral terimi buruna yakın, kaudal terimi ise kuyruğa yakın olanı belirtmek için kullanılır. Örneğin gözler rostraldir, palvis ise kaudal.

Kraniyal ve kaudal, kafaya yakın olanı belirtmek için kraniyal, kuyruk sokumuna yakın kısmı belirtmek için kaudal terimleri kullanılır.

Günümüzde çok kullanılmasa da sol için sinister, sağ için dexter ifadeleri kullanılabilir.

Eksenler

Yukarıda bahsedilen her bir konum bir vektörün yönünü tarif eder ve bu yön vektörleri eksenleri oluşturur. Örneğin kan vücutta proksimal-distal, anterior-posterior, medial-lateral ve süperior-inferior yönlerde hareket eder. Bu yönelimler Kartezyen koordinat sistemi ile ifade edilebilir. Bir eksen karşılığı olan düzlemi ifade edebilir.

Düzlemler

Vücuttaki 3 anatomik düzlem: Sagittal, transverse (veya horizontal), koronal düzlemler

Anatomi düzlemler de tarif edilebilir. Düzlemler 2 boyutlu kesitlerdir. Kesit ise 3 boyutlu bir yapının 2 boyutlu bir düzlem ile kesilmesiyle ortaya çıkan yapıdır. Düzlem vücuttan geçen hayali iki boyutlu bir yapıdır. Tıpta anatomik olarak 3 temel düzlem kullanılmaktadır:

  • Sagittal düzlem: Vücudu veya bir organı dikey olarak bölen, sağ ve sol olarak ayıran düzlemdir. Eğer bu düzlem vücudu tam ortadan bölüyorsa buna mid-sagittal veya median düzlem de denir. Eğer bu düzlem vücudu eşit parçalara bölmüyorsa para-sagittal düzlem olarak isimlendirilebilir.
  • Koronal düzlem: Koronal düzlem vücudu veya bir organı anterior (ön) ve posterior (arka) olarak ikiye ayıran düzlemdir.
  • Transvers düzlem: Transvers düzelem vücudu veya bir organı horizontal planda keser ve superior (üst) ve inferior (alt) olarak iki parçaya ayırır.

Fonksiyonel tanımlamalar

  • Anastomoz: Bu terim iki yapının ağızlaşmasını veya birleşmesini tarif eder. özellikle damarlar arasındaki birleşmelerde kullanılır.
  • Patent: Bir damar veya lümeni olan bir organın açık olduğunu ve pasajın normal olduğunu tabir etmek için kullanılır. Örneğin doğumdan sonra 3. hafataya kadar kapanması gereken duktus arteriozusun kapanmaması durumunda buna patent duktus arteriozus ismi verilir.
  • Pleksus: Daha çok sinirlerin birbiri arasında oluşturduğu ağ benzeri bağlantılar için kullanılır. Örneğin brakial pleksus.

Anatomik varyasyon

Vücutta normalde izlenmesi gereken bir yapının normalden farklı görünmesi durumudur ve bir hastalığı ifade etmez. Örneğin normalde iki tane olması gereken anterior serebral arter A1 segmentlerinden biri olmayabilir veya hipoplastik olabilir. Bu bir varyasyondur ve hastalık olarak tanımlanmaz. İnsan vücudunda yapılarda birçok varyasyon görülür. Örneğin kasların tutunma ve bağlanma noktalarında.

Hareketler

Body Movements I.jpg
Body Movements II.jpg

Eklemler, özellikle sinovial eklemler vücuda oldukça fazla hareket yeteneği kazandırır. Her hareket esnasında o bölgedeki kaslarda kasılma ve gevşeme olayları meydana gelir.

Vücutta yapılan hareketlerin çoğunun karşılığı vardır. örneğin bir bacağımızı kaldırmak için hareket ederken, tam tersi yönde kas hareketleri diğer tarafta izlendir.

Genel hareket

  • Fleksiyon ve ekstansiyon: Yapılan hareket esnasında eklemin vücut ile yaptığı açı daralıyorsa fleksiyon, artıyorsa ekstansiyon olarak isimlendirilir. Örneğin ayakta durduğumuz esnada dizler ekstansiyon pozisyonundadır.
  • Abduksiyon ve adduksiyon: Bir yapının vücuda yaklaştırılması (addüksiyon) ve uzaklaştırılması (abdüksiyon) anlamlarında kullanılır. Örneğin kolların yana ve yukarı doğru kaldırılması bir abduksiyon hareketidir.
  • Internal rotasyon ve eksternal rotasyon: Merkez vücut orta noktası olacak şekilde bir yapının dışa doğru döndürülmesi eksternal rotasyon, içe doğru döndürülmesi internal rotasyon olarak isimlendirilir. Örneğin kolumuzdaki saate bakarken bileğimize internal rotasyon hareketi yaptırmamız gerekir.
  • Elevasyon ve depresyon: Bir yapının yukarı (elevasyon) ve aşağı (depresyon) hareketini ifade eder. Skapula ve mandibula hareketlerinde sık kullanılır.

Özel hareketler (el ve ayak) Bu hareketler el ve ayakların hareketlerini tanımlamak için kullanılan özel terimlerdir.

  • Dorsifleksiyon ve plantar fleksiyon: Ayak bileğinin bükülerek ayağın aşağı doğru açılanmasını tarif eder. Örneğin parmak uçlarımızda doğrulmak için ayaklarımızla bu hareketi yapmamız gerekir.
  • Palmar fleksiyon veya dorsifleksiyon: el bileğinin fleksiyon (palmar fleksiyon) ve ekstansiyon (dorsifleksiyon) hareketlerini tanımlar.
  • Pronasyon ve Supinasyon: Ön kolun veya ayağın rotasyonel hareketleri için kullanılır. Avuç içi veya ayak tabanı öne doğru bakıyorsa supinasyon, arkaya doğru bakıyorsa pronasyon olarak isimlendirilir.
  • Eversiyon ve İnversiyon: Ayak bileğinin dışa doğru rotasyonu ile ayak ucunun orta hattan uzaklaşması hareketine eversiyon tersine ise inverisyon ismi verilir.

Kaslar

Biceps braki kası ön kolu yukarı doğru kaldırır. Brakioradial ve brakialis kaslarıda biceps kasının derinindedir ve biceps kası ile sinerjistik çalışır

Kaslar eklemler sayesinde iskeletlere bağlanarak bir takım hareketlerin gerçekleştirilmesi sağlanır. Kasların tutundukları orijinleri (origo) ve hareket yaptıracakları eklemlerin uzanğına veya komşuluğuna tutuan insersiyo noktaları vardır. Bazı kas grupları aynı ekleme farkı hareketler yaptırdıkları gibi aynı ayna çalışarak eklemlerin stabilizasyonunu da sağlar. Örneğin dirsek eklemini sabitleyip bir dirence karşı hareket etmesini engellemek istersek hem biceps braki hem de triceps braki kaslarının aynı anda çalışması gerekebilir.

Agonist ve antagonist kaslar Bir kas ile aynı yönde hareket yaptıran kaslara agonist, ters yönde hareket yaptıran kaslara ise antagonists kaslar denir. Örneğin in kola ekstansiyon hareketi yaptırmak için triseps kası kasılırken tersini yapmak için antagonisti olan biseps kası kullanılır. Aynı hareketi yaparken çalışan kaslara sinerjistik kaslar denir. Örneğin biseps kası ile birlikte brakioradial kas da aynı hareketi yaptırır ve sinerjistik çalışırlar.

İskelet kası ve düz kas

İnsan vücudundaki iskelet kası yedi şekilde incelenir. Resimde bu kaslar gösterilmiştir

İskelet kasının şekli onun yaptığı işi gösteren gösteren en iyi göstergelerden biridir. Kasların önemli özelliklerinde biri de pennat yani tendonlarına çapraz şekilde bağlanan bir yapı gösterebilmeleridir. Kaslar genellikle aynı düzlemde, birbirine paralel olarak origo noktasından insersiyo noktasına doğru uzanırlar. Pennta kaslarda ise kaslar hareket düzlemine açılı yerleşmişlerdir. Origo ve insersiyo noktaları arasında uzanan tendona her iki taraftan tutunurlar. Her iki taraftan yapılan kasılmalarda açıdan dolayı hareket açıklığı dar olsa da daha fazla kas lifi sayesinde hareket daha kuvvetli bir şekilde gerçekleştirilebilir. Pennta kaslar vücutta hareket değişikliğinden ziyade kuvvetin ön planda olması gereken rectus femoris kasında izlenebilir.

İskelet kasları ayrık olarak da bulunabilirler. Örneğin Biseps braki kası 2 başlıdır. insersiyosu tek nokta olsa da origosu 2 tanedir. Kas etrafında bulunan fibröz epimisyum kasın insersiyo noktasında tendondan itibaren kasın origosuna kadar kası çevreler ve kasa bir bütünlük kazandırır. Bu fibröz yapıya aynı zamanda derin fasya ismi verilir.

Eklemler

Her ne kadar eklem hareketlerinin büyük çoğunluğu sinovial eklemler ile sağlansa da tek hareket kaynağı bu eklemler değildir. Vertebralarda bulunun disklerin bu bölgedeki kaslar ile belirli limitler dahilinde sıkıştırılması sonucu hareket elde edilebilir. Bu eklem tipine simfizis denir. Ek olarak sinovial eklemler yaptıkları hareketlerin yönlerine ve şekillerine göre kendi içinde sınıflandırılır.

Membranlar

Seröz membran

Seröz membran veya seroza ismi verilen yapı göğüs kafesi ve karın içerisindeki organların etrafını saran ince bir zar yapısıdır. Serozanın içerisinide sıvı olan 2 tabakası vardır. Bu tabakalardan dıştakine parietal içtekine visseral seroza ismi verilir. Visseral seroza organın etrafını sararaken parietal seroza ise organın içinde bulunduğu boşluğun duvarlarını sarar. Örneğin perikard kalbin etrafını saran arasında minimal sıvı bulunan bir seröz zardır.

Ek resimler


Новое сообщение