Продолжая использовать сайт, вы даете свое согласие на работу с этими файлами.
Terapi köpeği
Terapi köpeği, genellikle hastaneler, huzur evleri, bakım evleri, okullar, kütüphaneler, hastaneler veya afet bölgeleri gibi ortamlarda insanlara sevgi, rahatlık ve destek sağlamak için eğitilmiş köpeklerdir. Terapi köpekleri belirli hastalara günlük fiziksel ihtiyaçları konusunda yardımcı olmak için eğitilen rehber köpeklerden farklı olarak sadece bakıcılarıyla değil, her türden insanla etkileşime girecek şekilde eğitilir.
Terapötik nedenlerle köpeklerin kullanımı son birkaç yüzyıl içinde Florence Nightingale, Sigmund Freud ve Elaine Smith gibi kişiler de dahil olmak üzere birçok kişi tarafından uygulamalı olarak kanıtlanmıştır.
Sertifikasyon
Bir köpeğin terapi köpeği olmak ve sertifika almaya aday olabilmesi için yabancı kişilere karşı sakin ve sosyal olması gerekir. Ayrıca yüksek seslere ve hızlı hareketlere uyum sağlayabilmelidirler. Bir köpeğin The Alliance of Therapy Dogs gibi ulusal bir kuruluş tarafından sertifikalandırılabilmesi için -köpeği diğer hayvanlar ve insanlarla sosyalleştirmek gibi- gereken belirli adımlar vardır. İnsanların üzerine atlamama ve gevşek bir tasma ile yürüyebilme gibi davranışlar üzerinde test edilirler. Kesin sertifika gereksinimleri kuruluşların gereksinimlerine göre farklılık gösterir. Bazı kuruluşlar köpeğin odaklanma ve terapi eğitimini güçlendiren "dikkat dağınıklığını önleme" gibi kurslar sunar.
Terapi köpekleri belirli bir boyut veya cinsle sınırlandırılmamakla birlikte, terapi köpeği uygulamasında ve araştırmasında kullanılan yaygın ırklar arasında Golden Retriever ve Labrador Retriever bulunur. Cavalier King Charles Spaniels, refakatçi köpek olarak yetiştirildikleri için doğal terapi köpekleri olarak kabul edilir. Bu nedenle çocuklar da dahil olmak üzere yeni insanlarla tanışmayı severler, çok naziktirler ve uzun süre birisinin kucağına oturmaya heveslidirler ve bunu yapabilecek kadar küçüktürler.
Terapi köpekleri, insanlara ve hastalara birçok fayda sağlar. Örneğin terapi köpekleri, hastaların fiziksel aktivitelere katılmalarına yardımcı olur. Ayrıca onları bilişsel, sosyal ve iletişimsel hedeflere ulaşmaya teşvik ederler.
Tarih
Florence Nightingale, Hayvan Destekli Terapi (AAT) fikrine öncülük etti. Bir psikiyatri kurumunda yaşayan farklı yaşlardaki hastaların küçük hayvanlarla vakit geçirebildiklerinde kaygılarından kurtulduklarını keşfetti.Freud ise hastaları tarafından hissedilen belirli seviyelerdeki gerginlik hissini köpeklerin de hissedebileceğine inanıyordu. Freud ayrıca kendi köpeğini hastalarıyla olan iletişimini geliştirmek için kullandı. Hastalarının köpeğiyle konuşurken daha rahat olduğunu hissetti ve bu durum hastaların daha sonrasında onunla daha rahat konuşabilmelerini sağlıyordu. Terapinin kullanımı ayrıca kayıtlı bir hemşire olan Elaine Smith'e de atfedilebilir. 1976'da Smith, köpekleri kurumları ziyaret etme konusunda eğitmek için bir program başlattı ve terapi köpeklerine olan talep artmaya devam etti.