Продолжая использовать сайт, вы даете свое согласие на работу с этими файлами.
Nevroz
Sinir hastalığı | |
---|---|
Diğer adlar | Sinirce, sinir bozukluğu, nevroz psikonevroz, nevrotik bozukluk |
Uzmanlık | Psikiyatri, klinik psikoloji |
Nevroz ya da sinir hastalığı, sürekli sıkıntı içeren, fakat sanrı ya da varsanı içermeyen işlevsel akıl hastalıklarına verilen addır. Terim artık 1980'den beri Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı'ndan çıkarılarak, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki uzman ruh hekimliği topluluğu tarafından kullanılmamaktadır. Halen ICD-10 Chapter V F40–48'de kullanılmaktadır.
Nevroz terimi ve tarihçesi
Nevroz terimi ilk kez W. Cullen tarafından ortaya atıldı. Nevrozlar uzun süre, belli lezyonlara bağlanmayan işlevsel sinir hastalıkları sayıldı (Babinski). Nevrozlar, başlangıçta akıl hastalığı denen ve nevrozların özel bir sınıfını oluşturan psikozlardan zorlukla ayırt ediliyordu. Cullen'in görüşlerinden çok etkilenen P. Pinel sayesinde, nevrozlar organik bir nedene bağlanmaya başlandı. 19. yüzyılın ikinci yarısında organcı düşünceler gittikçe başarı kazandı. Bu başarı, hastalığı herhangi organik bir dayanak bulunamayıp nevroz kavramı ortadan kalkma eğilimi gösterinceye kadar sürdü.
Daha sonra, psikiyatri, eski anatomiklik şemalara göre biçimlendirilerek kalıtsal etmenlerin ve bünyesel yatkınlığın eklendiği organcı yorumları sürdürdü. Freud'un Charcot'dan ayrılmasına neden olan işte bu anlaşmazlıktır. Organikcilik konusundaki tartışmalar özellikle, Fransa'da çok yapıldı. Nevrozları sinirsel ve ruhsal işlevlerin çözülüp ayrılması biçiminde yorumlayan H. Ey'in özellikle J. Lacan'dan ayrılmasıyla sonuçlandı. Nevrozların ruhsal kökenli olduğu görüşü, nevrozları toplumsal tavır ve davranışları tutuklayan ruhsal iç çatışmalarla belirginleşen kişilik hastalıkları, diye tanımlayan P. Janet'nin kuramıyla desteklendi. Günümüzde, ruhsal hastalıkların toplumsal kökenli olduğunu savunan başka düşünce akımları da vardır. Bu anlayış özellikle R. Laing tarafından temsil edilen karşıt psikiyatri ve F. Basaglia tarafından temsil edilen deliliği reddedici akım için geçerlidir.
Freud ruhsal nedenselliği bilinçaltına özgü yapı ve dinamizm deyimiyle tanımladı. Nevrozun merkezinde bulunan ruhsal çatışmanın bağlı olduğu üst ruhbilimin boyutları yerel ortamı, ekonomik etmenleri ve kalıtsal özellikleri kapsar. Çatışma, çocuk cinselliğinin Odipus kompleksi çerçevesinde gelişmesiyle örülür. Çatışmanın hastalığa dönüşmesi için, cinsel isteğin doyumundan yoksun kalması gibi özel durumlar gerekir. Bu istekler, o zaman, dolaylı yollardan karşılanmaya çalışılır ve baskı sürerse belirtinin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Libidonun tespitiyle ve geri çekilmesiyle birleşen içe atma, nevroza neden olan etmenlerden biridir. Ayrıca, nevrozlunun hastalığına sığınarak kaçtığı gerçek kırıntısı, fantazmalı bir dünya biçiminde yeni baştan ortaya çıkar. Jacques Lacan'ın yapıtları özellikle aşağıdaki kavramlardan yola çıkarak, nevroz ve psikozların yapısal belirlenmesinin yapılabilmesine olanak sağlamıştır: özne'nin bölünmesi, istek, nesne, eksiklik ve atılmadır.
Psikoloji biliminde nevroz
Psikoloji biliminde nevrozların yani normal olmayan davranışların çeşitli sebepleri vardır. Bireyin anormal davranış göstermesine: bedensel ve psikolojik ihtiyaçların giderilememesi, zorlanma ve stres, bireyin psikolojik yapısındaki içsel çatışmalar, gelişim bozuklukları, çeşitli bedensel ve kalıtımsal hastalıklar ile aşırı kaygı gibi nedenler sebebiyet vermektedir. Psikoloji biliminde nevroz hastalarına nevrotik denmektedir. Nevroz hastaları diğer normal insanlar gibi toplum içinde yaşamlarını sürdürürler. Nevrotik insanlar çoğunlukla anormal davranışlarda bulunduklarının farkındalardır. Nevrozlar ileri derece kişilik bozulmasına sebebiyet vermezler. Nevrotiklerin çoğu hastanede tedavi edilecek düzeyde değillerdir fakat bir doktora görünmek bu hastaların psikolojik gelişimi için faydalı olabilir. Nevrotik davranışlar kişiden kişiye büyük farklılıklar göstermektedir. Nevroz hastaları gündelik işlerle uğraşmaktan çok onlardan kaçmak isterler, bu durumu bireyin savunma mekanizmalarına bağlamak mümkündür. Nevrotik insanlar hem kendi davranışlarını hem de çevresindeki insanların davranışlarını çözümlemeye çalışmaktadırlar, bu da bir nevi kısır döngüdür. Nevrotik insanlar daha çok egoist davranma eğilimindedirler. Bu hastalar sürekli bir fizyolojik ve psikolojik doyumsuzluk hakimdir. Psikoloji biliminde nevrozlar fobinevrozları, histeri nevrozları, nevrasteni nevrozları ve kaygı nevrozları olmak üzere dört başlıkta incelenmektedir.