Продолжая использовать сайт, вы даете свое согласие на работу с этими файлами.
İzlanda Penis Müzesi
İzlanda Penis Müzesi | |
---|---|
Hið Íslenzka Reðasafn | |
Açılış | 1997) (1997) |
Konum | Laugavegur 116, Reykjavík, İzlanda |
Koordinatlar | 64°08′35″K 21°54′53″B / 64.14306°K 21.91472°B / 64.14306; -21.91472 |
Tür | Tıbbi müze |
Koleksiyon(lar) | 280 penis |
Ziyaretçi | 11.000 (yıllık) |
Müdür | Hjörtur Gísli Sigurðsson |
Kurucu | Sigurður Hjartarson |
Otopark? | Yok |
Resmî site | phallus.is |
İzlanda Penis Müzesi (İzlandaca: Hið Íslenzka Reðasafn), Reykjavík, İzlanda'da yer alan ve dünyanın en büyük penis ve penis bölümleri koleksiyonuna ev sahipliği yapan müzedir. 280 farklı örnekten oluşan koleksiyon, 93 farklı hayvan türünün organlarını içerir. 55 penis balinalardan, 36 penis foklardan, 118 penis ise karada yaşayan memelilerden elde edilmiştir. İddiaya göre, huldufólklar (İzlanda elfleri) ve trollerin penis örnekleri de bu sayıya dahildir. Temmuz 2011'de, bağışçı olmaya söz veren dört kişiden birinin yaptığı bağışla, müze, insan penisini koleksiyonuna dahil etmiş oldu. Bağışçının vücudundan penisi ayırma işlemi planlandığı gibi gitmedi. Penis, grimsi-kahverengi bir buruşuk kütleye dönüştü ve formaldehitten oluşan bir kavonuzun içinde salamura edildi. Müze, günümüzde, "daha genç, daha büyük ve daha iyi bir penis" için arayışlarını sürdürmektedir.
1997'de emekli öğretmen Sigurður Hjartarson tarafından kurulan müze, günümüzde Sigurður'un oğlu Hjörtur Gísli Sigurðsson tarafından işletiliyor. Sigurður, çocukluğunda boğa penisinden yapılmış bir sığır kamçısı görüp penislere ilgi duymaya ve koleksiyon yapmaya başladı. Koleksiyonun başlangıcında İzlanda'daki hayvanların organlarını ülke çapında ulaşabildiği kaynaklardan aldı. Müzedeki en büyük penis, ön ucu 170 cm (67 in) uzunluğunda olan mavi balina penisidir. Müzedeki en küçük penis ise sadece büyüteçle görülebilen 2 mm (0,08 in) uzunluğundaki hamster baculumudur. Müze, koleksiyonda elf ve trol penislerinin olduğunu da iddia ediyor, ancak İzlanda folkloru bu yaratıkları görünmez şekilde tasvir ediyor ve bu yüzden görülmeleri mümkün değil. Müze, boğanın testis torbasından yapılmış abajur gibi el sanatlarını da içerir.
Müze, her yıl binlerce ziyaretçinin ziyaret ettiği popüler bir turistik mekan haline geldi ve uluslararası medyanın ilgisini çekti. Müzenin, insan penisini elde etmek için verdiği uğraşları konu alan, Kanada yapımı bir belgesel filmi "Son Üye" çekildi. Müze, bireylerin organize ve bilimsel bir şekilde penis bilimi alanında ciddi bir çalışma yürütmesini amaçlamaktadır.
Tarihi
Müzenin kurucusu Sigurður Hjartarson, 37 yıl boyunca öğretmen ve müdür olarak çalıştı. Emekli olmadan önce, Reykjavik’de yer alan Hamrahlid Koleji'nde, 26 yıl boyunca tarih ve İspanyolca dersleri verdi. Çocukken kendisine boğa kamçısı olarak kullanması için hediye edilmiş bir boğa penisine sahipti. 1974 yılında, bu olayı öğrenen bir arkadaşı ona dört tane daha penis hediye etti. Sigurður, bunlardan üç tanesini arkadaşlarına verdi. Bu olaydan sonra Sigurður, penis koleksiyonu yapmaya başladı. Balina avcılığı yapılan yerdeki tanıdıkları ona balina penisi de getirmeye başladılar. Büyümeye başlayan koleksiyon, İzlanda çevresindeki çeşitli kaynaklardan yapılan bağışlar ve satın almalar yoluyla genişledi.
Çiftlik hayvanlarının organları mezbahalardan gelirken balıkçılar, yüzgeçayaklılar ve küçük balinaların organlarını tedarik etti. Daha büyük balinaların penisleri, ticari balina avcılığı yoluyla elde ediliyordu. Uluslararası Balinacılık Kurulu'nun 1986 yılında ticari balina avcılığına karşı küresel yasayı yürürlüğe koymasından sonra bu kaynak kesildi. Sigurður, balina avcılığının kesilmesinden sonra, her yıl İzlanda sahillerinde karaya vuran 12-16 balinadan hasat ettiği balina penislerini toplamaya devam etti. Kutup ayısı penisini, Westfjords'daki bir yüzen buzda sürüklenen ve bir balıkçı tarafından vurulan kutup ayısından elde etti.
Ailesi arada sırada utansa da Sigurður'a destek verdi. Sigurður'un kızı Þorgerður, bir keresinde örnek toplamak için bir mezbahaya gönderilmesini ve işçilerin öğle yemeği arasında mezbahaya ulaşmasını söyle anlatıyor: "Birisi sordu, 'Kovanın içinde ne var?', ben de cevap olarak 'Donmuş keçi penisi topluyorum.' demek zorunda kaldım. Bundan sonra 'Senin için bir daha asla toplamayacağım.' dedim." Sigurður, "Penis toplamak herhangi bir şey toplamak gibidir. Asla duramazsın, asla yetişemezsin, her zaman yeni bir tane, daha iyi bir tane alabilirsin." şeklinde bir açıklamada bulundu.
Sigurður'un penis koleksiyonu, öğretmenlikten emekli olana kadar kolejdeki ofisindeydi. Bir işten çok hobi olarak yapma amacıyla koleksiyonunu Reykjavík'te halka açmaya karar verdi. Ağustos 1997'de, müzenin açılmasına destek olarak belediye meclisinden 200 bin ISK hibe aldı. 2003 yılına kadar 4 bin 200'ü yurt dışından olmak üzere yıllık 5 bin 200 turist müzeyi ziyaret etti. 2003 yılında müzeyi satışa çıkardı ama aynı zamanda müzeyi Reykjavik şehrine bağışlamayı teklif etti. Ancak devletten veya şehirden mali destek almakta başarısız oldu. 2004 yılında emekli olduğunda müzenin kirasını karşılayamayacak durumdaydı.
Emekliliğinden sonra, koleksiyonuyla beraber başkentin 298 mil (480 km) kuzeydoğusundaki 2 bin 200 nüfuslu bir balıkçılık köyü olan Húsavík'e taşındı. Koleksiyon, eskiden restoran olarak kullanılan küçük bir binaya yerleştirildi. Müze, sokaktaki ahşaptan yapılmış dev penis ve caddede bulunan taştan yapılmış bir fallus ile dikkat çekici hale getirildi. Köy sakinleri, ilk başta "köye penis müzesi kurma" fikrine kuşkuyla yaklaşıyorlardı fakat müzenin pornografik bir şey olmadığı konusunda ikna olduklarında bu fikri kabul ettiler.
2012'de, Sigurðsson koleksiyonu oğluna devretti. Slate dergisi, Sigurðsson'un oğlu Hjörtur Gísli Sigurðsson'dan "dünyanın tek kalıtsal penis müzesi yöneticisi" olarak bahsetti. Müze devredildikten sonra, Húsavík'ten Reykjavik'in ana alışveriş caddesi olan Laugavegur 116'ya taşındı. Müzenin Húsavík'teki eski binası günümüzde Keşif Müzesi'ne ev sahipliği yapmaktadır. Varlıklı bir Alman, müzeyi 30 milyon ISK (232.000$/€186.000) karşılığında satın almayı ve Birleşik Krallığa taşımayı teklif etti ancak iki teklifi de reddedildi. Hjörtur, "Müzenin İzlanda'da olması gerek." diyerek müzenin İzlanda'da kalması konusunda ısrar etti. Hjörtur, yeni penisler almaya devam etmek istiyor ve bunun sebebini şöyle açıkladı: "Her zaman daha iyi, daha yeni ... daha büyük veya daha iyi şekilli bir penis alabilirsiniz, bilirsiniz işte?"
İzlanda Üniversitesi'nde bir antropolog olarak çalışan Sigurjón Baldur Hafsteinsson'a göre, yeni seçilmiş neoliberal hükûmetin, eğlence yaratıcılığına daha açık bir bakış açısı getirmesi ve turizmde herkese açık yeni fikirler geliştirilmesine olanak vermesinin İzlandalıların müzeye hoşgörüyle yaklaşmasında etkisi vardır. İzlandalıların müzeye hoşgörüyle yaklaşmaları, İzlanda toplumunun 1990'lardan bu yana nasıl değiştiğinin bir göstergesidir. Hafsteinsson, müzenin İzlanda kültüründeki rolünün önemini, Phallological museum (9783643904706) OCLC 888575994 adlı kitapta belgeledi.
Koleksiyon
Müzenin web sitesine göre koleksiyon, 93 tür hayvandan elde edilmiş 280 örnek içermektedir. Dünyadaki en büyük penisten en küçük penise kadar uzanan bir penis çeşitliliği mevcuttur. Serginin en büyük parçası, 170 cm (67 in) uzunluğunda ve 70 kilogram (150 lb) ağırlığında olanIceland Review tarafından "gerçek Moby Dick" unvanı verilmiş mavi balina penisidir. 170 cm uzunluğundaki bu örnek sadece penis başından oluşmaktadır, organın el değmemiş halinin uzunluğu yaklaşık 5 m (16 ft) ve ağırlığı 350-450 kilogram (770-990 lb) arasındadır. 2 mm (0,08 in) uzunluğundaki hamster baculumu koleksiyonun en küçük parçasıdır ve organı görebilmek için büyüteç gereklidir. Sigurður, koleksiyonla ilgili olarak "Penis toplamakla geçen 37 yıl. Birisi bunu yapmak zorundaydı." şeklinde konuştu.
Müzede ayrıca mitolojik penislerin sergilendiği bir "folklor bölümü" var. Çevrimiçi katalogda belirtilen türler; elfler, troller, kelpiler ve "Snæfell'in kötü hayaleti"nden oluşmaktadır. Sigurður, müzenin kataloğunda "olağan dışı büyük ve eski" olarak tanımladığı elf penisinin favorileri arasında yer aldığını belirtiyor. İzlanda folklorunda elfler ve troller görünmez olduğu için penislerini de görmek mümkün değildir. Folklorik penisler aynı zamanda merman penisi, tek bacaklı, tek kollu ve tek gözlü bir canavar olan Beach-Murmurer penisi, Zenginleştirici Plaj Faresi penisi (sahibini zenginleştirmek için denizden para çeken fare) ve 1985'te bir dağın eteklerinde ölü bulunan ve penisi Reykjavik'in eski belediye başkanı tarafından müzeye hediye edilen bir İzlandalı Noel Beyi penisini de içermektedir.
"Bugüne kadar tarih, sanat, psikoloji ve edebiyat gibi akademik disiplinler ya da müzik ve bale gibi diğer sanatsal alanlar ön planda tutulmuştur", bu yüzden müzenin web sitesi, faloloji alanına gerekli önemin verilmesi için organize ve bilimsel bir şekilde faloloji alanında ciddi bir çalışma yürütmek isteyen bireylere izin verdiğini belirtiyor. Müze, İzlanda'daki her memeliden penis örneği toplamayı amaçlamaktadır. Müze, penis ya da penisle ilgili sanat eserlerinin yanı sıra boğaların testis torbalarından yapılan abajurlar gibi "phallobilia"ları da içerir.İsa'nın sünnetini tasvir eden 18. yüzyılda yapılmış gravür ve 20. yüzyıldan kalma plastik penis emziği sergide yer alan diğer eserlerden bazılarıdır. Koleksiyonun çoğu yapılan bağışlardan oluşmaktadır. Bugüne kadar satın alınan tek şey yaklaşık 1 m (3,3 ft) uzunluğundaki fil penisidir. Kavanozlarda ya da duvara monte edilmiş şekilde sergilenen penisler, formaldehit içinde korunur.
Sigurður, formaldehit kullanma, paklama, kurutma, istifleme ve tuzlama da dahil olmak üzere penisleri muhafaza edebilmek için çeşitli teknikler kullanmıştır. Boğadan alınmış, özellikle büyük bir boğa penisi bastona dönüştürülmüştür. Müzedeki pek çok sergi, Sigurður'un koç testislerinden yaptığı lambalarla aydınlatılıyor. Sigurður, müzenin etrafındaki çeşitli objeleri süsleyen, ahşaptan yapılmış penisler de oymuştur. Sigurður, özel günlerde giydiği, penis resimleriyle süslenmiş bir papyona sahiptir.
Salon.com'dan Josh Schonwald, 1998'de müzeye ettiği ziyaretle ilgili izleniminlerini şu şekilde anlatıyor:
« Kurumuş penisler duvarda asılıydı, kavanozlara doldurulmuş ve vasi bir aşkla gösteriliyorlardı. Penisler formaldehit içinde mumyalanmıştı. Cüsseli penisler, avcılık hatırası gibi gözüküyordu. Yanık boğa penisi ve tütsülenmiş bir at penisi vardı. Buruşmuş ren geyiği penisi, tilki penisi, vizon penisi ve sıçanların penisleri ufak tefekti. Penislerin sürekli dik durmasını sağlayan sert penis kemiğine sahip fok ve mors penisleri vardı. Büyük bir penis vardı, 3 fit (1 metre) uzunluğunda mavi balina penisi (herhangi bir kano için kürek olabilir). » |
Müze, haftanın her günü açıktır ve Temmuz 2011'den beri her yıl ortalama 11 bin ziyaretçi tarafından ziyaret ediliyor. Müze ziyaretçilerinin yüzde altmışının kadın olduğu raporlanmıştır. Bu durum, "Rough Guide to Iceland" yazarlarına göre turizm ofisindeki personellerin yüzlerinin utançtan kızarmasına neden olmaktadır. Müzenin ziyaretçi defterinde şu gibi yorumlar var: "Ben yatılı okula gitmeme rağmen bu kadar penis görmedim!" (Yeni Zelanda'dan bir ziyaretçi), "ABD'de daha büyükler." (Wisconsin'den bir ziyaretçi) ve "Vajina müzesi var mı?" Bununla ilgili olarak Sigurður, "Ben sadece erkek organı topluyorum. Başka birinin bu işi yapması lazım. Vajinaları nasıl muhafaza edecekleri ile ilgilenirim. Ben vajinaların canlıyken daha iyi olduğunu düşünüyorum." şeklinde bir yorum yaptı. (Eskiden, Hollanda, Rotterdam'da "Vajinal Hayal Müzesi" adlı bir gezici müze vardı.)
İnsan penisi
Müze, uzun yıllar boyunca insan penisi elde etmek için çabaladı. Sigurður, iki ayrı bağışçıdan insan testisi ve prepüs elde etti.Prepüs, acil bir sünnet operasyonu sonrasında İzlanda Ulusal Hastanesi tarafından bağışlanmıştır. Müzede, aynı zamanda, İzlanda millî hentbol takımındaki 15 oyuncunun penisinin heykeli bulunuyor. Takımın 2008 Pekin Olimpiyat Oyunları'nda gümüş madalya kazanmasından dolayı penisler gümüşle kaplanmış bir malzemeden yapılmıştır. Penisler, hentbol takımı oyuncularının fotoğraftaki sıralamasından bağımsız bir şekilde sıralanmış olsa da Sigurður, eşlerinin kocalarının penislerini tanıyacağını iddia ediyor.Slate dergisine göre, bu heykeller Sigurður'un kız kardeşi Þorgerður Sigurðardóttir tarafından takımın bilgisi dışında tasarlanmıştır ve kendi deneyimlerine dayanmaktadır. Takımın kalecisi, heykellerin yapımında takımın penislerinin kalıplarının alınmadığını ifade etmiştir.
Müze, şimdiye kadar dört erkekten (İzlandalı, Alman, Amerikalı ve bir İngiliz) penislerini bağışlayacaklarına dair sözler aldı. İzlandalı bağışçı, Akureyri'nin yakınlarında oturan 95 yaşında bir adamdı. Müzenin, İzlanda'daki memelilerin organlarını sergileme misyonundan dolayı, İzlandalı olmayan bağışçılara kıyasla penisi öncelikliydi. Penisin çıkarılması ve saklanması kolay bir işlem değildi. Sigurður, bu işlemi şöyle açıkladı: "Bağışçı ve doktorlar, vücut sıcakken penisin alınacağı konusunda anlaşmışlardı. Daha sonra penisi kanatıp pompalayacaklardı. Penis soğursa hiçbir şey yapılamaz, bu yüzden bağışçı, penisin sıcakken alınması ve sonrasında haysiyetle korunup iyileştirilmesi için istekliydi."
Ocak 2011'de, İzlandalı bağışçı öldü ve penisi müzenin koleksiyonuna eklenebilmesi için ameliyatla çıkarıldı. Penektomi tamamen başarılı geçmedi ve penisi "grimsi-kahverengi, buruşuk bir kütle"ye dönüştürdü. Sigurður, operasyon sonrası "penisi germeli ve onu normal bir pozisyonda tutmak için arka taraftan dikmeliydim." dedi. Bunun yerine doğrudan formaldehitin içine koyduk. Sigurður, hayal kırıklığı yaratan sonuçlara rağmen "Yakında daha genç, daha büyük ve daha iyi bir tane alacağım." diyerek özgüvenini gösteren bir açıklamada bulunmuştur. Ziyaretçilerin korunmuş insan penisine en yaygın tepkisi "bu çok yaşlı ve büzüşmüş"tür. Müzeye ziyarete gelen erkek ziyaretçilerin tepkisi ise 'Ah, umarım yaşlandığımda benim penisin böyle görünmez.' şeklindedir. Sigurður, ölünce müzeye kendi penisini bağışlamayı düşünüyor ancak bunun karısına bağlı olduğunu söyledi: "Eğer ilk önce karım ölürse benim örneğim burada yer alacak. Eğer ilk önce ben ölürsem söyleyemem. Karım bunu kabul etmeyebilir."
Etkileyici bir boyutta olan penisiyle tanınan Amerikalı yazar ve aktör Jonah Falcon, The Huffington Post ile ölümünün ardından müzeye bağış yapması için müze tarafından davet edildi. Mayıs 2014'te, Falcon'un teklifi kabul ettiği açıklandı. Penisinin, yanında bir sperm balinası penisiyle sergilenmesini isteyen Falcon, İncil'de geçen "Yunus ve balina" hikâyesine atıfta bulunulabileceğini düşündü.
Film
Kanadalı film yapımcıları Zach Math ve Jonah Bekhor'ın yapımını üstlendiği Son Üye isimli film, müzeyi konu alır. Belgesel, Sigurður'un müze için insan penisi bulma arayışını ve Amerikan ve İzlandalı bağışçıların hikâyesini anlatıyor. Aynı zamanda müzedeki koleksiyonunun yarı-tabu niteliğini inceliyor. Bekhor filmle ilgili: "Filmin bir Rorschach testi olduğunu söyleyemem, ama filme nasıl tepki verdiğiniz insan anatomisinin bu elementi ile ilişkinizin ne olduğu hakkında çok şey söylüyor. Bu gerçekten ilginç bir fenomendir ve izleyici kitlesinin filme nasıl tepki vereceğini çok merak ediyoruz." şeklinde bir açıklamada bulundu. Film, 1 Mayıs 2012'de Hot Docs Kanada Uluslararası Film Festivali'nde galasını yaptı.
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta İzlanda Penis Müzesi ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |