Продолжая использовать сайт, вы даете свое согласие на работу с этими файлами.
İşitsel seçici dikkat
İşitsel seçici dikkat ya da seçici duyma, sinir sistemimizin bir parçası olan işitme sistemimizi ilgilendiren bir tür seçici algıdır. Seçici duyma insanların dikkatlerini belirli bir kaynaktan gelen sese veya konuşulan kelimelere odaklaması eylemidir. Çevremizden gelen pek çok gürültü ve sesin İşitme sistemitarafından duyulmasına rağmen, bunların sadece belirli bir kısmı beynimiz tarafından işlenir.Çoğu zaman, işitsel algı insanların duymakta en çok ilgilendikleri uyarıcılara yönelir. Krans, Isbell, Giuliano ve Neville tarafından 2013 yılında yayınlanan makaleye göre, seçici işitsel algı aynı zamanda gelen iki uyarıcıdan birini alındılarken diğerini göz ardı etme yeteneği olarak tanımlanabilir. Buna örnek olarak gürültülü bir sınıf ortamında, öğretmenine odaklanıp sınıf arkadaşlarından gelen sesleri göz ardı eden bir öğrenciyi verebiliriz. Bu bir "dar boğaz" örneğidir. Bu demektir ki aynı zamanda gelen verinin tamamı beynimiz tarafından işlenemez ancak duyusal verinin bir kısmı bu dar boğazı geçip işlenebilir.Fakat seçici duyma fizyolojik bir hastalık olarak algılanmamalıdır. Fizyolojik bir hastalık olmaktan öte, insanların çevreden gelen gürültü ve sesleri bloke etme yetenekleridir. Yıllardır, işitsel dikkatin seçiciliği üzerine yapılan araştırmalar artarak devam etmektedir.
Tarihçe
Kokteyl partisi problemi 1953 yılında Colin Cherry tarafından ortaya atıldı. Aklımızın işitsel sistemimize gelen verilerden hangilerinin önemli olduğunu nasıl bildiği ve bunları nasıl anlamlı bir bütün haline getirdiği bir problemdir. Örneğin, kalabalık bir parti ortamında karşımızdakinin söylediklerine odaklanıp, söylenenleri anlayabilmemiz problemi gibi. Cherry işitme sistemimizin gelen sesleri süzdüğünü belirtti ve işitsel verinin, konuşmacının sesi ve yeri gibi fiziksel özelliklerinin kişinin belli bir uyarıcıya odaklanmasını kolaylaştırdığını söyledi. Cherry ayrıca,iki kulağa gelen farklı bilgilerden sadece tek bir kulağa geleninin işlenmesi ve hatırlanması demek olan gölgeleme ile ilgili çalışmalar yaptı . Albert Bregman adında başka bir psikolog işitsel sahne analiz modelini ortaya attı.Bölünme, birleştirme ve ayırma bu modelin 3 ana özelliğidir. Bölünme işitsel verilerin önemlerine göre parçalara ayrılmasıyken, birleştirme işitsel verinin parçalarının bir araya getirilip bir bütün oluşturmasıdır. Ayırma ise önemli işitsel verinin istenmeyen veriden beyinde ayrılmasıdır. Bregman ayrıca bu süreçte algı fikrinin önemini belirtir ve kişinin çevresindeki duyusal verilerden yola çıkarak dünyayı anlamlandırmasının önemine vurgu yapar. Algı olmadan kişinin etrafında olup bitenden haberdar olması mümkün değildir. Bregman'ın çalışmaları işitsel seçici dikkati anlamamız açısından ufuk açıcı olmasına rağmen, işitsel mesajların seçilme şekline ve ne zaman diğer seslerden ayrıldığına dair bir açıklama getirmemiştir. Bregman'ın çalışmalarından ilham alarak pek çok araştırmacı işitsel sahne analizinin dikkati kontrol eden süreçlerle ilgisini çalıştı. Maria Chait, Mounya Elhilali, Shihab Shamma, ve Barbara Shinn-Cunningham bu araştırmacılardan bazılarıdır.
Yakın Zamanda Yapılan Araştırmalar
Son dönemlerde, araştırmacılar işitsel seçici dikkatin mekanizmalarını açıklamaya çalışmaktadırlar. Bu kapsamda 2002 yılında, San Francisco'daki Kaliforniya Üniversitesinden Nörolojik Cerrahi ve Fizyoloji bölümünden bir yardımcı doçent, çok konuşmacılı konuşma algısı testinde dikkat edilen konuşmacının korteksteki seçici temsilini inceledi. Edward Chang ve meslektaşı Nima Mesgarani, ameliyat tedavisi altında olan 3 epilepsi hastasını kapsayan bir çalışma yürüttüler. Bütün hastaların duyma yetileri normaldi. Deney cerrahların operasyon sırasında üzerinde elektrotlar bulunan ince bir tabakayı hastaların beynine, korteksin dış yüzeyine yerleştirmesi üzerine kuruluydu. Daha sonraki aşmada, hastalara iki ayrı konuşma örneği verildi ve farklı konuşmacılar tarafından söylenilen kelimeleri ayırt etmeleri istendi. Ancak bu iki ayrı konuşma hastalara aynı anda dinletildi ve konuşmacılar farklı cümleler söylüyorlardı. Bu esnada, Elektronların işitsel korteksteki etkinlikleri kaydedildi. Chang ve Mesgarani, işitsel korteksteki sinirsel tepkinin hedef konuşmacıyı dinlerken arttığını gözlemlediler. Chang'a göre bu deney hastaların işitsel dikkatinin ne zaman diğer konuşmacıya kaydığını gösteren sinirsel (neural) değişlikleri anlamamızı sağladığı için başarılıydı. Bu insanlarda işitsel dikkatin seçiciliğini net bir şekilde gösteriyordu.
İşitsel dikkatin bireylerde zaman içinde gösterdiği gelişim de araştırmacılar tarafından ayrıca incelendi. Jones ve Moore, değişik yaş gruplarından çocukların başka bir işitsel uyarıcı tarafından maskelenen hedef sesi ne kadar iyi duyduklarını ve tepki verdiklerini çalıştılar.9-11 yaş arası çocukların en az yetişkinler kadar hedef sese odaklanabildikleri ve diğer uyarıcıyı göz ardı edebildikleri görüldü (2015, p. 366).Bu çalışmalar gösteriyor ki işitsel seçici dikkat üzerine yapılan çalışmaların devam etmesi dünyamızı daha iyi anlayıp anlamlandırabilmemiz açısından önem taşımaktadır.
Yaygınlık
İşitsel duymanın yaygınlığı henüz tam olarak araştırılmış değil. Ancak, bazı araştırmacılar erkeklerin kadınlardan daha fazla oranda seçici duymaya sahip olduklarını öne sürmektedirler. 2010 yılında Ida Zündorf, Hans-Otto Karnath ve Jörg Lewald erkeklerin işitsel verinin yerini tayin etmedeki avantaj ve yeteneklerini araştıran bir çalışma yürüttüler.Çalışmalarında kokteyl partisi etkisi üzerine odaklı ses yerleştirme görevini kullandılar. Erkek ve kadın katılımcıların belli bir kaynaktan gelen sesleri etraftaki pek çok kaynaktan gelen sesler arasından seçmeleri gerekiyordu. Sonuçlar erkeklerin performansının daha iyi olduğunu gösterdi. Kadın katılımcılara çok-sesli bir ortamda hedef sesin yerini tayin etmek daha zor geldi. Zündorf ve arkadaşları, çok sesli işitsel alandan gelen hedef sesin yerini belirlemeye yardım eden dikkat süreçlerinde cinsiyet farklılıkları olabileceğini önerdiler. Cinsiyetler arasında işitsel seçici dikkat açısından farklılıklar olmasına rağmen, çoklu-görevlerle sınandıklarında özellikle bu görevler eşzamanlı ve benzer türdeyse iki cinsiyetin de zorlandığı gözlenmiştir (Dittrich and Stahl, 2012, p. 626).
Hastalık Durumu
Seçici duyma fizyolojik ya da psikolojik bir rahatsızlık değildir. Dünya Sağlık Örgütüne göre, duyma bozukluğu kulakların duyma yetisini tamamen kaybetmesidir. Teknik olarak konuşmak gerekirse, seçici duyma bir tür sağırlık değildir. Bütün işitsel verinin fiziksel olarak kişi tarafından duyulmasına rağmen, beynimizin bilinçli bir şekilde istenmeyen bilgiyi filtreleyebilme kapasitesidir seçici duyma. Bu nedenle, seçici duyma herhangi bir fiziksel duyma hastalığıyla karıştırılmamalıdır.