Продолжая использовать сайт, вы даете свое согласие на работу с этими файлами.
Türk Kızılay
Türk Kızılay | |
---|---|
Slogan |
|
Kuruluş |
1868-1877: Osmanlı Mecruhin ve Marza-yı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti
|
Merkez | Ankara |
Hizmet bölgesi | Türkiye |
Yönetim Kurulu Başkanı | Fatma Meriç Yılmaz (vekil) |
Genel Sekreter | Ramazan Saygılı |
Genel Müdür / CEO | Dr. İbrahim Altan |
Gönüllü | 303.745 |
Resmî site | kizilay.org.tr |
Türk Kızılay ya da resmî adıyla Türkiye Kızılay Derneği, Türkiye'deki en büyük insani yardım kuruluşudur ve Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketinin bir parçasıdır. Türk Kızılay, kâr amacı gütmeyen (NGO), yardım ve hizmetleri karşılıksız olarak sağlayan ve kamu yararına çalışan bir gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur. Personelinin bir kısmı gönüllü olarak, bir kısmı ise maaşlı olarak çalışır.
Tarihçe
Kızılhaçın kuruluşu ve Osmanlı Devleti
22 Ağustos 1864’te Cenevre’de 12 hükûmetin katılımı ile düzenlenen uluslararası toplantıda I. Cenevre Konvansiyonunun imzalaması ile Uluslararası Kızılhaç Komitesinin kurulmasının önü açılmıştı. Osmanlı hükûmeti bu anlaşmayı 5 Temmuz 1865'te onayladı. Ancak derneğin durumu ilk 40 yıl belirsiz kaldı.
Başlangıçta Osmanlı Devleti yöneticileri arasında bu cemiyetin fayda sağlamayacağı düşüncesi vardı. Yine de 1867 yılında Mekteb-i Tıbbiye hocası Dr. Abdullah Bey, Paris'te toplanan ilk Kızılhaç kongresine delege olarak gönderildi. Kongrede Milletlerarası Sıhhi Yardım Komitesine Türkiye delegesi seçilen Abdullah Bey, Osmanlı Devleti içinde yaralılara yardım derneği kurmak için Milletlerarası Yardım Komitesi Başkanlığından bir vekâletname aldı.
Mecruhin ve Marza-yı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti
Abdullah Bey’in Paris dönüşünde bu konuda yaptığı girişimler oldu fakat ortada teşkilatın sembolü olan haç işaretinin Hristiyanların sembolü olması ve ordu çevrelerinden gelen güvensizlik gibi sorunlar vardı. Abdullah Bey, ısrarlı çabaları sonucu Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa'nın desteğini almayı başardı. Kırımlı Dr. Aziz Bey'in de katkılarıyla Mekteb-i Tıbbiye Nazırı Marko Paşa başkanlığında Mecruhin ve Marza-yı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti kuruldu. Kurulan bu cemiyet herhangi bir işaret ve sembol kullanmıyordu. Bu derneğin kurulduğu 11 Haziran 1868 tarihi Türkiye’de Kızılayın resmi kuruluş tarihi kabul edilir.
Geçici bir yönetim kurulu oluşturan cemiyet, tüzük hazırlamak üzere de bir komisyon kurdu. Cemiyetin başkanı Marko Paşa, genel sekreteri Abdullah Bey idi. Hazırlanan tüzük incelenip onaylanmak üzere hükûmete sunuldu. Ne var ki girişim askerî makamlarca “sivillerin askerlik işlerine karışması” olarak değerlendirildi. Yakınlarda bir savaş tehdidi görülmediğinden cemiyet önemli görülmüyordu ve tüzük onaylanmadı. 1874 yılında Abdullah Bey’in ölümünden sonra cemiyet faaliyetlerine son verdi.
Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti
1876’da Sırbistan ve Karadağ ile Osmanlı devleti arasında yaşanan çatışmalar, ülkede Kızılhaça bağlı bir "askerlere yardım cemiyeti" kurulması gerekliliğini yeniden gündeme getirdi.
Çatışmalar sırasında Slav askerleri Salib-i Ahmer (Kızılhaç) Cemiyetlerinden yardım alırken, Osmanlı askerleri çaresizlik içinde kalmışlardı. Kızılhaç ekipleri Osmanlılara yardım edemiyorlardı çünkü Cenevre Sözleşmesi’ni imzalamayan ya da imzalayıp da gereklerini yerine getirmeyen hükûmetlerin askerlerine yardım edilmemesi kuralı vardı.
Avrupa genelinde faaliyet gösteren Salib-i Ahmer Cemiyetlerinin yetkilileri, Osmanlı devletinin de yardımlardan yararlanabileceğini, bunun için İstanbul'da bir merkez oluşturup bunu Cenevre’deki merkez yoluyla diğer devletlere duyurmaları gerektiğini ilgililere gönderdikleri mektuplarla hatırlattılar. Bu gelişmeler üzerine İstanbul’da Mecrûhîn ve Zuafây-ı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti adlı bir dernek kurulması için çalışmalar başladı.
13 Ağustos 1876’da çeşitli hükûmet ve cemiyet temsilcileri Mekteb-i Tıbbiye Nazırı Marko Paşa başkanlığında toplandılar. Toplantıda cemiyetin Cenevre Konvansiyonu'nda kabul edilen sembolü kullanmasının mümkün olmadığı için yeni bir sembol bulunması ve bir an önce cemiyetin tüzüğünün hazırlanması karara bağlandı. Kırımlı Aziz Bey’in konu üzerindeki çalışmaları sonucu, sembol olarak Salib-i Ahmer (Kızıl Haç) yerine Hilâl-i Ahmer (Kızıl Ay) kullanması kabul edildi. Hilâl işaretinin tescili için Cenevre aracılığıyla bütün devletlere başvuru yapıldı; devletlerin çoğu amblemi kabul ettiğini bildirdi. Derneğin tüzüğü hazırlanıp hükûmete teslim edildi. Haç yerine hilâl kullanılması kararı üzerine, hükûmet tüzüğü onayladı.
Cemiyet 14 Nisan 1877’de resmen kuruldu. Meclis-i Umum-u Sıhhiye İkinci Reisi Hacı Arif Bey cemiyet başkanı olarak görevlendirildi. 19 Nisan 1877’de yapılan ikinci toplantıda cemiyetin adı Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti olarak belirlendi.
93 Harbi
Kuruluşunu henüz yeni tamamlayan cemiyet 93 Harbi sırasında, özellikle Plevne Savunması’nda kendini gösterdi. Savunma sırasında 4 bine yakın yaralıya baktı. Savaştan sonra Osmanlı devletinde anayasa askıya alınmış, birçok kurum ve kuruluşun çalışmalarına kısıtlama getirilmişti. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti de çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı.
Yunan Harbi
1897’de 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı’nın patlak vermesi üzerine, Hilâl-i Ahmer Cemiyeti yeniden gündeme geldi. 24 Mayıs 1897 tarihli bir sadrazamlık emri ile cemiyet yeniden göreve davet edildi. İkinci başkanı Nuriyan Efendi önderliğinde bağış toplandı. Toplanan para ile kiralanan iki vapur, savaşta yaralanan askerleri İstanbul’a getirdi, orduya ilaç alımı yapıldı. Savaştan sonra cemiyetin faaliyetlerine yine ara verildi.
Meşrutiyet’in İlanı
Meşrutiyet’in ilanı ile ülkedeki birçok kurum gibi Hilâl-i Ahmer Cemiyeti de yeniden yapılanma içine girerek faaliyetlerine bir daha ara vermemek üzere yeniden kuruldu. Rejim değişikliğinden sonra, devlet yönetiminde cemiyetin yararına inanan kişiler görev almıştı. 1911 yılında İstanbul’da çıkan büyük Aksaray yangını sırasındaki faaliyetleri, devletten daha fazla yardım görmesinde etkili oldu. Yeni bir nizamnâme hazırlanıp devlet şurası tarafından onaylandı.
Cemiyete üye kaydedilen yüz kişi 20 Nisan 1911’de yapılan toplantıda 30 kişilik idare heyetini seçti ve başkanlığa Hakkı Paşa’yı getirdi. Veliaht Yusuf İzzettin Efendi, cemiyetin fahri başkanlığını üstlendi. Tophane’deki üç katlı bir bina veliaht tarafından döşendi ve cemiyetin ilk genel merkezi oldu. Genel merkez daha sonra II. Mahmut Türbesi etrafındaki dört katlı bir binaya taşındı.
II. Meşrutiyet’in ilanından sonra devletin üst kademelerindeki kişilerin çoğu cemiyete eşleriyle birlikte üye olmuşlardı. 20 Mart 1912’de Dr. Besim Ömer Paşa’nın girişimiyle Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Hanımlar Heyet-i Merkeziyesi adlı bir birim oluştu. Başkanlığını Harbiye Nazırı Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın eşi, Prenses Nimet Muhtar Hanım üstlendi. Hanımlar, devletin peş peşe girdiği savaşlarda, cephedeki askerler kadar, cephe gerisindeki sivil halkın ihtiyaçlarının da karşılanması için faaliyetlerde bulundular. Hasta bakıcı kursları düzenlediler. Balkan göçmeni kadınlar için dârü's-sınâa isimli sanat evleri kurdular.
Millî Mücadele dönemi
I. Dünya Savaşı’ndan sonra başlayan Millî Mücadele döneminde Hilâl-i Ahmer, işgal kuvvetlerinin baskılarına maruz kaldı. 16 Mart 1920’de dernek merkezi basıldı. Derneğin genel sekreteri Dr. Adnan Bey, Ankara’ya geçerek orada kurulan millî hükûmette görev aldı; eşi Halide Hanım ise, Hilâl-i Ahmer hemşiresi olarak savaşa katıldı.
Ekim 1920’de İsmail Besim Paşa, Adnan Bey, Ömer Lütfü Bey ve Esat Paşa’dan oluşan Ankara temsilciliği kuruldu ve Anadolu’daki Hilâl-i Ahmer merkez ve şubeleri ile temsilcilikleri buraya bağlandı. İstanbul’daki genel merkez Ankara'daki temsilciliğin yetkilerini arttırdı. İstanbul'dan Anadolu'ya acil ihtiyaç malzemeleri gönderildi ve pek çok sağlık personelinin Anadolu’ya geçerek cephe gerisinde çalışması sağlandı.
Türkiye Hilâl-i Ahmer Cemiyeti
Cemiyet tarafından İcra Vekilleri Heyetine (bakanlar kuruluna) yapılan başvuru üzerine, 29 Kasım 1922’de ismi Türkiye Hilâl-i Ahmer Cemiyeti olarak değişti.
Millî Mücadeleden sonra cemiyet, Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesini yönetti. Türkiye’ye nakillerini bekleyen Yunanistan’daki Türkler için sağlık ekibi ve sağlık gereçleri sağlandı.
Cemiyetin merkezi 1925’te Ankara’ya alındı. Aynı yıl, Hilâl-i Ahmer tarafından Türkiye'nin ilk Hastabakıcı Hemşire Okulu açıldı.
Kızılay adı
Cemiyetin adı 28 Nisan 1935’te Türkiye Kızılay Cemiyeti, 22 Eylül 1947’de Türkiye Kızılay Derneği olarak değişti.
Gönüllülük sistemi
Türk Kızılay 1,5 asırlık tarihini gönüllülük üzerine inşa etmiş ve faaliyetlerini gönüllü hizmet esasına uygun olarak sürdürmektedir. 2019 yılında kurulan Gönüllü Yönetimi Direktörlüğü eş güdümünde gönüllülük faaliyetlerini sürdüren Türk Kızılay, gönüllülük kapasitesinin gelişmesi için ulusal ve uluslararası çalışmalar gerçekleştirmektedir.
Kızılay Gönüllü Yönetimi ve Gönüllü Yapıları
- Kızılay, gönüllü yönetim sistemi aracılığıyla gönüllü kapasitesinin, eğitimlerinin, görevlendirmelerinin yapılmasını ve her yaştan gönüllünün Kızılaya değer katacak çalışmalar yapmasını sağlar.
- Kızılay Gönüllü Merkezlerinde gönüllülerinin fiziki mekanlarda ücretsiz eğitimler almalarını, proje, etkinlik yapmalarını, derslere ve kurslara katılımlarını sağlar.
- Afetlerde gönüllü yönetimiyle afet insan kaynağı ve kapasitenin arttırılması için çalışmalar yürütür.
- Mahalle gönüllü takımları kurarak toplumda sosyal yardımlaşma ve dayanışma bilincinin geliştirilmesine katkı sağlar.
- Çevre, göç, mülteci, sağlık, eğitim, kan hizmetleri konusunda yaptığı etkinlik ve farkındalık çalışmalarıyla gençlerin ve gönüllülerin çeşitli alanlarda farkındalıklarının arttırılmasını destekler.
- Türk Kızılay kamplarında her yıl binlerce Kızılay gönüllüsünün yetişmesini, eğitimler almasını sağlar.
- Kurumlarla yaptığı iş birlikleriyle kurumsal gönüllü kapasitesinin arttırılmasını sağlar.
- İllerde/İlçelerde Genç Kızılay, Kızılay Kadın, Kızılay Engelsiz gönüllü yapıları, okullarda Kızılay kolları, üniversitelerde Kızılay toplulukları ile, toplumda Kızılaycılık kültürünün yaygınlaştırılması için gönüllü teşkilatlanma çalışmaları yürütür.
- Ulusal ve uluslararası görevler, çalıştaylar, toplantılar, kamplar, iş birlikleriyle gönüllülerin yetkinliklerini kurum adına değere dönüştürme çalışmaları yürütür.
- Gönüllülük kültürünün toplumda ve tüm kurumlarda yaygınlaşması için örnek programlar, projeler oluşturur.
- Gönüllülük konusunda mevzuat ve yasal çalışmalar için savunuculuk, bilinçlendirme ve yasal çalışma modelleri hazırlar.
- Gönüllülerle yaptığı projelerle kurum kaynaklarına maddi katkı ve insan kaynağı sağlar.
Türk Kızılay Gönüllü Yönetimi Direktörlüğü koordinasyonunda yürütülen tüm bu çalışmalar ile Kızılay ve Kızılhaç hareketinin 7 temel ilkesi kapsamında Kızılay kültürünün gönüllülere ve gençlere aktarılmasını, gönüllülerin donanımlı, vicdanlı, adaletli, birlik ve dayanışmanın önemini kavramış, yardımsever bireyler olarak geleceğe hazırlanmasına aracılık eder.
Kızılay 2023 Şubat ayı istatistiklerine göre 303.745 gönüllü sayısıyla Türkiye'nin en büyük aktif gönüllü kapasitesine sahip sivil toplum kuruluşudur.
Kızılay Gönüllü Yapıları
Genç Kızılay
Kızılayın ülke il ve ilçe bazında liseli ve üniversiteli genç gönüllüler tarafından yönetilen, gönüllülük esaslı gençlik teşkilatıdır. Türkiye'deki tüm illerde ve üniversitelerde Genç Kızılay adıyla gönüllü çalışmalarını yürütmektedir.
Kızılay Kadın
Kızılayın ülke genelinde il ve ilçe bazında teşkilatlanan, aile, engelli, yaşlı, çocuk, sosyal hizmet temelli faaliyetler yürüten, gönüllülük esaslı faaliyetlerin organize eden, gönüllülerin oluşturduğu kadın teşkilatıdır.
Engelsiz Kızılay
Kızılayın engelli bireylerin yürütülen faaliyetlere gönüllü katılımını sağlayarak insani yardım çalışmalarında aktif görev almasını hedefleyen gönüllü organizasyonudur.
GonulluOl.org platformu
Zaman ve yeteneklerini toplum yararına yürütülen çalışmalara katılarak değerlendirmek isteyen kişilerin kayıtlarını gerçekleştirerek Kızılay Gönüllüsü oldukları gönüllülük platformudur. Bu sistem üzerinden gönüllü olunduğunda, bilgi, beceri ve deneyimi faydalı bir amaç için aktarılır, sahip olunan yetenekler başkalarıyla paylaşılabilir. Ayrıca, bireyler farklı bir sosyal çevre edinir, bir ekibin parçası olur, kendini farklı alanlarda geliştirebilir ve en önemlisi, kendini faydalı ve iyi hisseder. Sisteme gönüllü olarak katılanlar, Kızılay tarafından belirlenen 34 farklı gönüllülük alanında ücretsiz eğitimler alarak faaliyetlere katılabilmektedirler. Sistem, kullanıcılara otomatik olarak gönüllü kimliği, katılım belgesi ve gönüllülük sertifikası da vermektedir.
Uluslararası Kırmızı Yelek Gönüllülük Ödülleri
Uluslararası Kırmızı Yelek Gönüllülük Ödülleri, kurulduğundan bugüne 1,5 asırdır tüm çalışmalarını gönüllülerin desteğiyle sürdüren ve nice kuşaklara ilham olan Türkiye’nin en büyük gönüllü gücüne sahip Türk Kızılayın bu alandaki liderliğini tescilleyen bir gönüllü motivasyon projesi olarak doğdu.
Faaliyetleriyle topluma ilham veren, gönüllülük kültürünün bir toplum değeri olarak yaygınlaştırılmasına ve geliştirilmesine katkı sağlayan birey, kurum, sivil toplum kuruluşu, medya vb. yapıların ödüllendirildiği tören, aynı zamanda ulusal ve uluslararası alanda ilk oluşu ve prestiji ile, en önemli gönüllülük motivasyon projelerinden biri olma özelliği de taşıyor. Uluslararası Kırmızı Yelek Gönüllülük Ödülleri, yine bu felsefenin bir yansıması olarak her yıl anlamlı bir günde, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 5 Aralık Dünya Gönüllüler Gününde verilmektedir.
Projeler
Kızılay sadece afet anlarında değil, hayatın her anında insanlara yardım götürebilmek için projeler üretmektedir. Bu projelerin sayısı halen 14'ü bulmaktadır.
Gazze'ye İnsani Yardım
Gazze'de bulunan, yardıma muhtaç insanların temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak üzere oluşturulmuş projedir. İlk yurt dışı temsilciliğini Gazze'de kuran Türk Kızılay, yaklaşık 9 yıldır burada barınma alanlarını kaybeden, yaralanan ve sevdiklerini kaybeden ihtiyaç sahiplerine yardımlarını ulaştırmaktadır. Bugüne dek Türk Kızılay aracılığıyla Türkiye'den Gazze'ye 35.000.000 (otuz beş milyon) Türk lirası tutarında insani yardım malzemesi ulaştırılmıştır.
Tel-Afer'e İnsani Yardım
Kuzey Irak bölgesinde ihtiyaç sahipleri için çadır kent kuran Türk Kızılayın bölgedeki insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla oluşturduğu projedir.
Kızılay Gıda Kolisi Bağışı
Proje kapsamında Türk Kızılay yardıma muhtaç kişilere dağıtılmak üzere birçok kuru gıda ürününün bulunduğu 2 farklı gıda kolisi hazırlamaktadır.
Aşevlerine Nakdi Bağış Projesi
Türkiye genelinde 14 aşevi ile hizmet veren Kızılay, sağlıklı ortamlarda, besin değeri yüksek gıda malzemelerinden oluşan ve bir ailenin beslenme ihtiyacını karşılayacak şekilde hazırlanan sıcak yemekleri ihtiyaç sahibi ailelere dağıtmaktadır.
Zekat
Zekat olarak verilen bağışların ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılması projesidir. Bu projede toplanan bağışlar, Kızılay hesaplarına ulaşmadan, doğrudan ihtiyaç sahiplerine gönderilmektedir. Kızılay Kart bu bağışlarla dağıtılmaktadır.
Kızılay Gıda Kart
Kızılay Gıda Kart, Kızılay tarafından uygun görülen yardımların ihtiyaç sahibi ailelerin tercihleri doğrultusunda dağıtılmasına imkân veren modern bir araçtır. İhtiyaç sahiplerinin tüm ihtiyaçlarını alışveriş noktalarından, verileni değil, tercih ettiğini almasını sağlamak amacıyla üretilen akıllı kart sistemidir.
Vekaleten Adak
Kişilerin adadığı adakların, adak vekaleti vererek Kızılay sayesinde ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırıldığı proje.
Mobil Mutfak Bağışı
Yardıma muhtaç insanların beslenme ihtiyacı Kızılay mobil mutfakları sayesinde karşılanmaktadır. Kurulan mobil mutfaklar ile sağlıklı ve hijyenik ortamda pişirilen yemekler yardıma muhtaç insanlara dağıtılmaktadır.
Acil Afet Çadırı Bağışı
Afet durumlarında yeterli çadır sayısını sağlamak amacıyla nakdi yardım alınan projedir.
Tekerlekli Sandalye Bağışı
Proje kapsamında, 2022 sayılı kanun uyarınca ihtiyaç sahibi olduğu tespit edilen, vücut fonksiyonlarının yüzde 70 ve üzeri engelli olduğunu devlet hastaneleri tarafından düzenlenen raporlar neticesinde belgeleyebilen ihtiyaç sahipleri, Kızılaydan tekerlekli sandalye yardımı alabilmektedirler.
Sevgi Bohçası
Bu proje ile, maddi durumu yetersiz ailelere doğum sonrasında destek olunmakta, yeni doğan bebeklerin ve annelerinin temel ihtiyaçları karşılanmaktadır.
Özel Eğitim Sınıfları Şartlı Bağışları
Özel Eğitim Sınıflarının Tefrişatı Projesi, özel eğitime ihtiyacı olan çocukların eğitimlerine katkıda bulunmaktadır.
Suriye'ye İnsani Yardım
Yardıma muhtaç Suriye vatandaşlarının temel ihtiyaçlarının karşılandığı projedir.
Kızılay İyilik Koşusu
Kızılay bünyesinde devam eden projelere kaynak yaratmak amacıyla düzenlenen yardımseverlik koşusu etkinliğidir.
Tartışmalar
Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Başkentgaz şirketinin Türk Kızılay aracılığıyla Ensar Vakfına 2017 yılında 8 milyon dolar koşullu bağış yaptığı ortaya çıktı. Bu bağış, Kızılayın koşullu bağış yönteminin toplumda tartışılmasına yol açtı.
6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Gaziantep-Kahramanmaraş depremlerinden sonra, Kızılayın bölgeye ancak 3. günde yardım ulaştırması büyük tepki topladı. Kızılayın ortaklığında olan Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş ile görüşme gerçekleştirdiklerini duyuran sivil toplum kuruluşu Ahbap Derneği yetkilleri, ellerinde 2050 adet olduğunu öğrendikleri çadırların sözleşmesini yaparak 46 milyon TL karşılığında satın aldı. Kızılayın depremzedelere ücretsiz ve hızlı bir biçimde ulaştırması gereken çadırların 3. günden sonra hâlâ depoda durması ve bunları satması, iletişim ortamlarında büyük tepkiyle karşılandı. Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Kınık, satışın kendisinden habersiz gerçekleştiğini belirterek çadırların paralarının Ahbap Derneğine geri ödeneceğini söyledi.
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Kızılay ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- Resmî site 9 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.