Продолжая использовать сайт, вы даете свое согласие на работу с этими файлами.
Elektromanyetik aşırı duyarlılık
Elektromanyetik alanlara atfedilen idiopatik çevresel intoleransı (İÇİ), varsayılana göre elektromanyetik alanlara (EMA) maruz kalındığında oluşan semptomları tanımlamak için kullanılan terimlerdir. İÇİ ve EMA için kullanılan diğer terimler arasında elektromanyetik aşırı duyarlılık, elektro aşırı duyarlılık, elektro-duyarlılık ve elektronik duyarlılık bulunmaktadır. Elektromanyetik alanların vücut üzerinde termal etkileri olmasına rağmen, elektromanyetik aşırı duyarlılıktan dolayı kendilerini mağdur olarak tanımlayan kişiler, uluslararası radyasyon güvenlik standartlarının oldukça gerisinde kalan iyonlaşmayan elektromanyetik alanlara cevap verdiklerini belirtiyor. Elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılığın (EMADS) belirtileri baş ağrısı, halsizlik, stres, uyku bozukluğu, deride kızarma, karıncalanma ve yanma hissi, kas ağrısı ve buna benzer birçok sağlık sıkıntılarıdır. Neye sebep olurlarsa olsunlar, EMAD belirtileri, bundan etkilenen bir insan için gerçek ve çoğu zaman günlük hayatını etkileyebilecek düzeydedir. Ancak, EMAD belirtilerini elektromanyetik alanlara maruz kalanlarla bağdaştırmak bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Bugüne kadar yapılan provokasyon deneylerinde kendilerini elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılık mağduru olarak tanımlayan insanların elektromanyetik alana gerçekten maruz kalıp kalmadıklarını bilmedikleri anlaşıldı. Bu hastalık, tıp ve bilim insanları tarafından gerçek bir tıbbi durum olarak görülmemektedir. 2005 yılında yapılan bu hastalığın elektromanyetik alanlardan kaynaklanmadığını bilimsel kanıtlarla açıklayan düzenli bir araştırmadan beri, birçok çift kör çalışma yapıldı ve bunların her birinde elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılığa sahibim diyen insanların elektromanyetik alanların varlığını anlayamadıkları ve bunun nosebo etkisinden kaynaklandığını bildirildi.
Belirtileri ve şiddeti
2001 yılında yapılan bir çalışmada insanların, belirtileri genellikle baz istasyonlarına(%74), cep telefonlarına(%36), telsiz telefonlara(%29) ve elektrik hatların(%27) yordukları görülmüştür. Çalışmada, hastalık ile elektromanyetik alanlara maruz kalınma arasındaki olası bir bağ kurmak amaçlanmıyordu. İngiltere Sağlık Koruma Kurumu’nun bildirdiği rapora göre, kendini elektronik duyarlılık hastası olarak gören insanların iki farklı şekilde gruplandırılabilecek şekilde belirti gösterdiğini açıkladı: yüz derisindeki belirtiler ve daha genelde vücudun farklı yerlerinde oluşabilecek nonspesifik belirtiler. Yüzde beliren semptomların ve bunların görsel görüntü birimiyle olan bağlantılarının çoğunlukla bir kuzey ülkesi fenomeni olduğu görüldü. Raporda, atfedilen maruz kalınmayla belirtilerin arasında tesadüfi bir bağın varlığının kabul edilmediği belirtildi. Yakın zamanda, Avrupa’da ve ABD’den sayısı çok da fazla olmayan bir grup insan baş ağrısı, halsizlik, kulak çınlaması, baş dönmesi, hafıza kaybı, düzensiz kalp atışı ve vücutta tümden olarak deri belirtileri gibi genel ve şiddetli belirtiler yaşadıklarını bildirdi.2005 yılında Sağlık Koruma Kurumu’nun raporunda, birçok hastadan yola çıkılarak semptomlara bakıldığında bu hastalığın diğer iki hastalıkla aynı belirtileri gösterdiği ortaya çıktı: fonksiyonel somatik sendromu(FSS) ve idiyopatik çevresel intoleransı(İÇİ). Levitt, elektromanyetik alanlarla 20. yüzyılda görülen kronik yorgunluk sendromu, Körfez Savaşı sendromu ve otizm gibi birçok hastalıkla arasında bağ kurdu. Carlson ve ark. ‘nın bulduğu rakama göre, insanların %1,9’u görsel görüntüden ve floresan ışıklardan rahatsız olduklarını belirtirken %2,4’ü herhangi bir elektronik faktörden, kimyasal veya kokan bir maddeden orta ölçüde rahatsız olduğunu bildirdi. 1991 yılında, William J. Rea tarafından yapılan bir araştırmaya göre elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılığın varlığına dair büyük bir kanıt bulunmakta. Elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılık sendromu yaşadığını bildiren insanlar, birbirleriyle hiçbir tutarlılık olmadan, genellikle, elektrik alanlarına, manyetik alanlara ve floresan, enerji tasarruflu lambalara, mikrodalgalardan cep telefonlarına, telsiz telefonlara kadar elektromanyetik dalgalar yayan birçok şeye, Wifi’ye olan duyarlılık seviyelerinin değiştiğini söyleyeceklerdir. Elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılık hastaları hakkında yapılan diğer çalışmalarda bu belirtilerde tutarlılık bulunamamıştır. Onun yerine, neredeyse vücudun tümünde görülen belirtiler, elektromanyetik aşırı duyarlılık ile bağdaştırılmıştır. Elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılık sendromuna sahip olduğunu bildiren kişilerin çok azı bundan şiddetli bir şekilde etkilendiğini bildiriyor. Örneğin, yapılan bir çalışmada İsveç’te elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılık gösteren hastalarının yaklaşık %10’u genel nüfusun %5’iyle karşılaştırıldığında ya hastalık iznindeydi ya erken emekli olmuş ya da sakatlık maaşı alan kişilerdi. Yapılan diğer bir çalışmaya göreyse elektronik donanımlardan rahatsızlık duyan 3046 kişiden sadece 340’ının yani %11’inin aşırı rahatsızlık duyduğunu bildirdi. Bu hastalık, hastalıktan aşırı derecede etkilendiği bildirilen insanların hayat kalitesini önemli derecede etkileyebilir. Hasta, fiziksel, ruhsal ve sosyal engellerle karşılaşabilir, psikolojik açıdan olumsuz etkilenebilir.
Tekrarlanma sıklığı
İddia edilen elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılık sendromunun tekrarlanma sıklığı durumun konumuna ve tanımına göre değişmekle beraber, milyonda bir görülür veya başka bir deyişle nüfusun %5’ine denk gelir. 2002’de, California’da 2072 kişiyle yapılan bir anket çalışmasına göre, hastanın kendisi tarafından bildirilen elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılık semptomunun tekrarlanma sıklığı örneklem grubunda %3 (%95 CI 2.8-%3,68) oranındayken, alerjik olarak veya elektronik eşyaların, bilgisayarların ve güç hatlarının yanındayken hassasiyet gösterme olarak tanımlanan elektromanyetik aşırı duyarlılık %58,3’tü. Aynı yıl, İsveç Stockholm Eyaleti’nde yapılan anket çalışmasına göre, hastanın kendisi tarafından bildirilen elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılık semptomunun tekrarlanma sıklığı örneklem grubunda %1,5 iken, elektronik veya manyetik alanlara aşırı duyarlılık veya alerji olarak tanımlanan elektromanyetik aşırı duyarlılık %73’tü. 2004 yılında, İsviçre’de yapılan bir çalışmada, 2048 kişilik örneklem grubunda sözde elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılığın tekrarlanma sıklığı %5’ti. 2007 yılında, İngiltere’de gelişigüzel seçilen 20.000 kişilik bir grupla yapılan bir çalışmada, hastanın kendisi tarafından bildirilen elektromanyetik alanlara maruz kalma belirtilerinin tekrarlanma sıklığı %4’tü. Bir grup bilim adamı aynı zamanda, Avrupa Komisyonu için, elektromanyetik alanlara öznel belirti gösterdiğini bildiren insanların sayısını hesaplamaya çalıştı.İngiltere Sağlık Koruma Kurumu’na göre, bilim adamları, tekrarlanma sıklığında oluşan farklılıkların kısmen erişilebilir bilgideki farklardan ve farklı ülkelerde mevcut elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılığa olan medya ilgisinden kaynaklandığını buldu. Benzer görüşler, diğer yorumcular tarafından bildirildi.
World Health Organization
2005 yılında yapılan bir çalışmanın ardından Dünya Sağlık Örgütü şu sonuca vardı: EMADS kişiden kişiye değişen, çeşitli nonspesifik belirtilerle karakterize edilmektedir. Belirtiler kesinlikle gerçek, ve bu belirtiler şiddetine göre değişiklik gösterebilir. Sebebi ne olursa olsun, EMADS hastası bu sendromdan olumsuz şekilde etkilenebilir. EMADS için kesin bir teşhis bulunmamakla beraber, EM aşırı duyarlılıkla EM alanlar arasındaki bağın dayanabileceği bir bilimsel baz bulunmamaktadır. Dahası, EM aşırı duyarlılık tıbbi bir teşhis değildir ve bu duyarlılığın tek bir tıbbi sorunu temsil ettiği söylenememektedir.
Çalışmalar
EM aşırı duyarlılığa sahip olduğunu belirten hastalar yaygın olarak kullanılan elektronik cihazların yaydığı EM alanların belirtileri arttırdığına inansa da, bu alanların belirtileri tetiklediğine dair bir ölçüt bulunmamaktadır. Genelde, psikolojik etkilere yol açtığı kabul edilen yoğunluk seviyelerinin altındaki maruz kalınmalar ve bildirilen çeşitli psikolojik etkiler, yüksek yoğunluktaki EM alanlardan beklenmemektedir. Genelde, psikolojik etkilere yol açtığı kabul edilen yoğunluk seviyelerinin altındaki maruz kalınmalar ve bildirilen çeşitli psikolojik etkiler, yüksek yoğunluktaki EM alanlardan beklenmemektedir. Hastalar ve destek grupları EM alanlarla bir bağlantı olduğuna ikna olmuş olsalar da, şu anda bilimsel yayınlar böyle bir bağlantıyı desteklememektedirler. Bazı uzmanlar, EMAD’ı sebebi belli olmayan fiziksel bir durum olarak nitelendirirken, diğerleri bu sendromun psikolojik yanları olduğunu savunmaktadır.