Продолжая использовать сайт, вы даете свое согласие на работу с этими файлами.
Bakım etiği
Bakım etiği, özen etiği ya da bakım/özen etiği kadınlara duyulan saygınlığı, kadın çalışmalarının ahlak felsefesi açısından önemini, ve ahlak felsefesinin bazı temel problemlerine kadın bakış açısının verebileceği cevapları merkezi bir konuma yerleştirerek ahlak felsefesinde alternatif bir bakış açısı sunmayı başarmış önemli bir yaklaşımdır. Bu bakımdan bakım/özen etiği, geleneksel etik teorilerden oldukça uzak ve eleştirel bir yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır. Bakım/özen etiği, özellikle Batı düşünce tarihi içerisinde 1960'lara kadar dayanan feminist düşünce hareketlerinden kaynaklanarak geliştirilmiştir.
Bakım/özen etiğini geleneksel etik teorilerden ayıran temel özellikler için, belirtmek gerekir ki, bu alanda çalışan herkesin bakış açısını kapsayacak tek bir bakım/özen etiği tanımından bahsetmek zordur. Farklı teorisyenler, çalışma alanlarına özel problemler çerçevesinde ve kendi teorik çerçeveleri içerisinde bakım/özen etiğini değişik şekillerde yorumlamışlardır. Fakat her ne kadar bakım/özen etiği anlayışına dayanarak oluşturulmuş farklı bakış açıları olsa da, bakım/özen etiğini diğer etik teorilerden ayıran bir takım ortak özellikler üzerinden bu yaklaşımı tanımlamak mümkündür.
Örneğin deontolojik etik teorileri öncelikli olarak, herhangi bir durumda ne tür davranışlar sergilenmesi gerektiğine odaklanır. Bu gereklilik durumu, belirli durumlarda sergilenmesi beklenen belirli davranışları ortaya koyar. Bir başka ifadeyle, deontolojik etiğin ilk amacı, yapmakla yükümlü olunan davranışları belirlemeye odaklıdır. Kant da etik teorisini bu tür bir yaklaşım içerisinde oluşturur.
Bakım/özen etiğinin savunucularına göre, insan özellikle hayatının ilk dönemlerinde yaşamsal düzeyde başkalarına bağlıdır ve bu durum ihtiyaç sahibi olan kişinin ihtiyaçlarını anlama ve bu ihtiyaçları karşılama sorumluluğu taşıyan diğer kişilerin ahlaki yükümlülüğünü ortaya koyar. İşte bu zorunlu bağımlılık ya da ahlaki yükümlülük, hiçbir evrensel etik prensibe dayanmaksızın insanın doğası içerisinde kendiliğinden ortaya çıkan bir durumdur.