Продолжая использовать сайт, вы даете свое согласие на работу с этими файлами.
Sinirdilbilim
Dilbilim |
---|
dizisinin bir parçası |
Sinirdilbilim, sinir dil bilimi, beyin dil bilimi ya da nörolinguistik; insan beyninde dil kavraması, üretimi ve edinilmesini denetleyen sinirsel mekanizmalara ilişkin çalışmaları kapsayan akademik alandır. Disiplinlerarası bir alan olarak sinir dil bilimi; sinir bilimi, dil bilimi, bilişsel bilim, iletişim bozuklukları ve nöropsikoloji gibi dallardan yöntemler ve teorilerden faydalanır. Birçok farklı geçmişi olan sinir dil bilimi araştırmacıları, bu alana çeşitli deneysel tekniklerin yanı sıra büyük oranda farklılık gösteren teorik bakış açıları getirmiştir. Sinir dil bilimi dalında yapılmış çalışmalar ağırlıklı olarak ruh dil bilimi (psikolinguistik) ve kuramsal dil biliminden kaynaklanan modellerin kullanımıyla şekillendirilmiş ve beynin ruh ile kuramsal dil bilimi dallarında dilin üretimi ve kavrayışı için şart olduğu önerilen işlemleri nasıl uyguladığını araştırmaya odaklanır. Sinir dil bilimcileri, beynin dil ile ilgili bilgileri işleme almak için kullandığı işlevbilimsel mekanizmaları araştırır ve afaziyoloji (sözyitimi bilimi), beyin görüntüleme, elektrofizyoloji ve bilgisayar modellemesini kullanarak dilbilimsel ve ruhdilbilimsel teorileri değerlendirirler.
Tarihi
Sinir dil biliminin tarihi kökenleri; beyin hasarından sonuçlanan dil eksiklik (afazi)lerinin çalışmasıyla ilgili afaziyoloji dalının 19. yüzyıldaki gelişimine kadar dayanır. Afaziyoloji, beyin hasarlarının dil işletimi üzerindeki etkilerini inceleyerek beyin yapılarını belli işlevlerle bağdaştırmayı çabalar. Spesifik beyin alanlarını dil işletimiyle bağdaşlaştıran ilk insanlardan biri Fransız cerrah Paul Broca idi. Broca, konuşma eksiklikleriyle mücadele etmiş çok sayıda insan üzerinde otopsi yaptı ve bunların neredeyse hepsinin sol frontal lobda günümüzde Broca alanı olarak bilinen bir alanda beyin hasarı (veya lezyonu) geçirmiş olduğunu keşfetti. 19. yüzyılın başlarında frenologlar, beyindeki farklı bölgelerinde farklı işlevlerin uygulandığı ve dilin çoğunlukla beynin frontal bölgelerinde kontrol edildiği iddiasinda bulunmuşlardı, ancak Broca'nın araştırmaları, böyle bir ilişkiye dair tespitler sunan büyük ihtimalle ilk çalışmalardı ve hem sinir dil bilimi hem de bilişsel bilim dalları için çığır açtığı ve kilit rolü oynadığı görüşleri yaygındır. Sonradan ismi Wernicke alanına verilmiş Carl Wernicke, beynin farklı alanlarının farklı dilbilimsel görevler işlettiğini ileri sürdü; Broca alanı, konuşmanın motor üretimini, Wernicke alanı ise işitsel konuşma anlamasını işletir. Broca ile Wernicke'nın çalışmaları afaziyoloji dalının kuruluşunun ve beynin fiziksel özelliklerini inceleyerek dil hakkında çalışmaların yürütülebildiği fikrinin kaynağıdır. Ayrıca afaziyoloji dalı kapsamındaki ilk çalışmalar, beyindeki her alanın hücre mimarisi ve işlevine dayalı olarak beyni numaralı alanlara bölerek beyin yüzeyinin "haritası"nı tasarlamış Korbinian Brodmann'ın 20. yüzyılda yaptığı ilk çalışmalarından yararlandı;Brodmann alanları olarak bilinen bu alanlar, günümüz sinir bilimi (nörobilim) çalışmalarında kullanılmaya devam etmektedir.
"Nörolengüistik/-linguistik" (Fransızca: neurolinguistique, İngilizce: neurolinguistics) terimi, "sinir" anlamına gelen "nöro-" ön eki ile "dilbilim" anlamına gelen "lengüistik" veya "linguistik" kelimesinin bileşimidir. Bu terimin yaratılışı Edith Crowell Trager, Henri Hecaen ve Alexandr Luria'ya atfedilir; Luria'nın kitabı "Nörolengüstiğin Temel Sorunları" (Rusça: Основные проблемы нейролингвистики, Osbovnıye problyemı neyrolingvistiki), başlığı "nörolengüstik/-linguistik" terimini içeren ilk kitaptır. Harry Whitaker, 1974 yılında Brain and Language ("Beyin ve Dil") akademik dergisini kurarak Amerika Birleşik Devletleri'nde sinir dil bilimi dalını popülerleştirdi. Yabancı kaynaklı "nörolengüstik/-linguistik" teriminin Türkçe karşılığı "sinir dil bilimi", ancak "nörolenguistik" ve "nörolinguistik" terimleri de Türkçe kaynaklarda geçmektedir.
Afaziyolojinin tarihi olarak sinir dil bilimi alanının ana odak noktasını oluşturmasına rağmen, kısmen yeni beyin görüntüleme teknolojileri (ör. PET ve fMRG) ve zamana duyarlı elektrofizyolojik teknikler (EEG ile MEG)in ortaya çıkması nedeniyle sinir dil bilimi alanı büyük oranda genişlemiştir. Bu yeni zamana duyarlı elektrofizyolojik tekniklerle insanların çeşitli dil görevlerde bulunduğu esnada beyin aktivasyon örüntülerini kaydetmek mümkün oldu; üstelik 1980 yılında dil anlama kapsamında anlambilimsel (semantik) sorunlara duyarlı N400 beyin yanıtının keşfiyle elektrofizyolojik tekniklerin dil üzerindeki çalışmalarda uygulanabilir bir yöntem olduğu kanıtlandı. N400, dil ile doğrudan ilişkili teşhis edilen ilk beyin yanıtıdır ve bunun keşfinden beri EEG ile MEG yöntemleri dil üzerinde araştırmaların yürütülmesinde giderek daha yaygın olarak kullanılmıştır.
Bilim dalı olarak sinir dil bilimi
Dilbilim |
---|
dizisinin bir parçası |
Diğer alanlarla etkileşimi
Sinir dil bilimi, ruh dil bilimi (psikolinguistik) ile yakından ilişkilidir, ancak ruh dil bilimi, deneysel psikoloji dalındaki geleneksel teknikleri kullanarak dilin bilişsel mekanizmalarını açıklamayı amaçlar; günümüzde ruhdilbilimsel ile sinirdilbilimsel teoriler birbirlerinin üzerine kuruludur ve her iki arasında büyük oranda işbirliği yer almaktadır.
Sinir dil bilimi kapsamında yürütülen birçok çalışma, ruhdilbilimciler ile kuramsal dilbilimcilerin ileri sürdüğü teorileri test etmek ve bunları değerlendirmek ile ilgilidir. Genel olarak, kuramsal dilbilimciler, dilin yapısını ve dil bilgilerinin nasıl düzenlendiğini açıklamak için modeller önerirler; ruhdilbilimciler, dil bilgilerinin ruhen nasıl işlendiğini açıklamak için modeller ve algoritmalar önerirler; sinirdilbilimciler ise biyolojik yapılar (sinir nüfusları ve ağları)ın bu ruhdilbilimsel işletme algoritmalarını nasıl gerçekleştirdiğini anlamak için beyin aktivitelerini incelerler. Örneğin, cümle işlemesine ilişkin deneylerde; işlevbilimsel beyin yanıtlarının ruhdilbilimcilerinin cümle işleme modelleri (ör. Janet Fodor ile Lyn Frazier'ın "serial" modeli, ya da Theo Vosse ile Gerard Kempen'in "birleşme modeli")ne ilişkin ileri sürdükleri farklı tahminleri nasıl yansıttıklarını incelemek için ELAN, N400 ile P600 beyin yanıtları kullanılmıştır. Sinirdilbilimciler ayrıca beynin fizyolojisi hakkındaki anlayışlara dayanarak dilin yapısı ve düzeni hakkında yeni tahminlerde bulunur.
Sinirdilbilimsel araştırmalar, dilbilimin tüm ana alanlarında yürütülmektedir; temel dilbilimsel alt alanları ve sinir dil biliminin bunlarla nasıl etkileşimde bulunduğu aşağıdaki tabloda açıklanmaktadır:
Alt alan | Tanım | Sinirdilbilimsel araştırma soruları |
---|---|---|
Ses bilgisi | konuşma seslerinin çalışması | beyin konuşma seslerini akustik sinyallerden nasıl ayıklar, beyin konuşma seslerini arka plan gürültülerinden nasıl ayırt eder |
Sesbilim | seslerin dil kapsamındaki düzeninin çalışması | spesifik bir dilin sesbilimsel sistemi beyinde nasıl gösterilir |
Biçimbilim ile sözcükbilim (leksikoloji) | sözcüklerin yapılanması ve zihinsel sözlükte hafızaya alınmasının çalışması | beyin, bir insanın bildiği kelimeleri nasıl hafızaya alır, bunlara nasıl erişir |
Söz dizimi | çok kelimeli söyleyişlerin yapılanmasının çalışması | beyin, kelimeleri kurucular ve cümleler olarak nasıl bir araya getirir; yapısal ve anlambilimsel bilgiler cümlelerin anlayışında nasıl kullanılır |
Anlam bilimi | anlamın dilde nasıl kodlandığının çalışması |
Elde edinen konular
Sinir dil bilimi kapsamında yürütülen araştırmalar birçok farklı konuyu inceler: ör., dil bilgileri nerede işletilir, dil işlemesi zamanla nasıl gerçekleşir, beyin yapıları dil edinimi ve öğrenimiyle nasıl ilişkilidir ve nörofizyoloji konuşma-dil patolojisinde nasıl katkıda bulunur.
Dil işlemlerinin lokalizasyonu
Dil işlemlerinin süreci
Dil edinimi
Dil patolojisi
Dipnot
- Weisler, Stephen; Slavoljub P. Milekic (1999). "Brain and Language". Theory of Language (İngilizce). MIT Press. s. 344. ISBN 0-262-73125-8.