Продолжая использовать сайт, вы даете свое согласие на работу с этими файлами.
Grigori Rasputin
Grigori Yefimoviç Rasputin | |
---|---|
Grigori Yefimoviç Rasputin | |
Özgün adı | Григорий Ефимович Распутин |
Kilise | Rus Ortodoks Kilisesi |
Doğum |
21 Ocak [E.U. 9 Ocak] 1869 Pokrovskoye, Tümen Oblastı, Tobolsk Guberniyası, Rus İmparatorluğu |
Ölüm |
30 Aralık [E.U. 17 Aralık] 1916 Sankt-Peterburg (Petrograd), Rus İmparatorluğu |
Milliyet | Rus |
Ebeveynleri |
Yefim Vilkin Rasputin (24.12.1841-1916 sonbaharı) Anna Parşukova (1839/40-30.01.1906) |
Eş |
Praskovya Fedorovna Dubrovina (e. 1887)
|
Çocukları |
Michael (29.9.1888-16.4.1893) Anna (29.1.1892-3.5.1896) Grigori (25.5.1894-13.9.1894) Dmitri (25.10.1895-16.12.1933) Matriyona (26.3.1898-27.9.1977) Barbara (28.11.1900-1925) Paraskeva (11.10.1903-20.12.1903) |
Grigori Rasputin, (Rusça: Григо́рий Ефи́мович Распу́тин, 21 Ocak [E.U. 9 Ocak] 1869 – 30 Aralık [E.U. 17 Aralık] 1916) son Rus İmparatoru II. Nikolay'ın ailesiyle samimiyet kurarak geç dönem Rus İmparatorluğu'nda hatırı sayılır nüfuz kazanan ve kendini kutsal bir adam olarak gören bir Rus mistikti.
Rasputin, Tobolsk Guberniyası'nın (şimdi Tümen Oblastı'nın Yarkovski ilçesi) Pokrovskoye köyünde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1897'de bir manastıra gitmesinin ardından dindarlaştı. Rus Ortodoks Kilisesi bünyesinde resmî bir makama sahip olmasa da Rasputin, bir keşiş veya bir "strannik" (gezgin veya seyyah) olarak nitelendirildi. 1903'te yahut 1904-1905 kışında Sankt-Peterburg'a yolculuk etti ve burada bazı kilise ve topluluk önderlerini etkiledi. Zamanla bir topluluk figürü hâline gelen Rasputin, Kasım 1905'te Çar Nikolay ve Çariçe Aleksandra ile tanıştı.
1906 yılının sonlarına doğru Rasputin, Çarlık çiftinin tek oğlu olan hemofili hastası Aleksey için bir şifacı işlevi görmeye başladı. Rasputin sarayda bölücü bir figürdü: bazı kimseler tarafından bir mistik, vizyoner ve hatta peygamber olarak görülürken; bazıları tarafından da bir din şarlatanı olarak görülüyordu. Nikolay'ın 1915'te I. Dünya Savaşı sırasında savaşan Rus ordularına komuta etmek için başkentten ayrılmasıyla birlikte devlet yönetiminde Rasputin ile Aleksandra'nın nüfuzu arttı ve böylece Rasputin gücünün doruğuna ulaştı. Savaş sırasında Rusların uğradığı yenilgilerin sayısı arttıkça Rasputin ve Aleksandra'nın itibarı zamanla zedelenmeye başladı. 30 Aralık [E.U. 17 Aralık] 1916 sabaha karşı Rasputin, kendisinin Çar ve Çariçe üzerindeki nüfuzundan hoşnut olmayan bir grup muhafazakâr soylu tarafından suikastla öldürüldü.
Tarihçiler; Rasputin'in ölümünden 3 ay sonra Romanov Hanedanı'nın tahttan indirilmesine katkı sağlayan faktörlerden birinin, Rasputin'in skandallarla dolu kötü şöhretinin Çarlık yönetiminin itibarını düşürmesi olduğunu sıkça belirtmektedirler. Rasputin'in yaşamı ve etkisiyle ilgili anlatı ve kaynakların birçoğu, duyum ve söylentilere dayanmaktadır.
Erken yaşam
Rasputin, Rus İmparatorluğu'nun Tobolsk Guberniyası'nda bulunan (şu anda Tümen Oblastı) Tura Nehri kıyısındaki küçük Pokrovskoye köyünde çiftçi bir aileye doğdu. Resmî kayıtlara göre 21 Ocak [E.U. 9 Ocak] 1869'ta doğup ertesi günü vaftiz edilen Rasputin, adını yortu günü 10 Ocak olan Nissalı Gregor'dan aldı.
Rasputin'in ebeveynlerine dair birkaç kayıt mevcuttur. Babası Yefim, 1842'de Pokrovskoye'de doğup 1863'te Rasputin'in annesi Anna Parşukova ile evlenen köylü bir çiftçi ve kilise büyüğüydü. Yefim, Tobolsk ile Tümen arasında insan ve yük taşımacılığı yapan bir devlet taşımacısı olarak da çalıştı. Yefim ve eşinin yedi çocuğu daha oldu ancak hepsi bebekken ya da küçük birer çocukken öldü. Tarihçi Joseph T. Fuhrmann'a göre Feodosiya isimli yedinci bir kardeş daha vardı ve Rasputin onun çocuklarına vaftiz babalığı yapacak kadar onunla yakındı. Fakat yine Fuhrmann'a göre "eldeki kayıtlara bakarak bu konuda daha fazla bir şey söylemek mümkün değildir".
Tarihçi Douglas Smith'e göre Rasputin'in gençliği ve erken yetişkinliği, "hakkında pek fazla bilgimiz olmayan kara bir delik"tir; ancak yine de bilgi ve güvenilir kaynak eksikliğine rağmen diğer insanlar Rasputin'in güç kazanmasının ardından onun ailesi ve gençliği hakkında hikâyeler uydurmaya devam etmişlerdir. Bununla birlikte tarihçiler, Rasputin'in ailesi ve çoğu diğer Sibiryalı köylü gibi resmî bir eğitim görmediği ve erken yetişkinliğine kadar dahi okuma yazma bilmediği konusunda hemfikirdirler. Yerel arşiv kayıtları; Rasputin'in muhtemelen içkicilik, küçük hırsızlıklar ve yerel makamlara saygısızlık gibi birtakım suçlara karışan kural tanımaz bir genç olduğundan bahsetmektedir. Ancak asla kendisine sonradan atfedilen at hırsızlığı, dine küfür ve yalancı şahitlik gibi büyük suçlara karıştığına dair kanıt sunmamaktadır.
1886'da Rasputin, Tümen'in 250 km kuzeydoğusunda yer alan Abalak kasabasına seyahat etti ve burada Praskovya Dubrovina isimli bir kadınla tanıştı. Birkaç aylık flörtün ardından ikili Şubat 1887'de evlendi. Praskovya Rasputin'in ileriki seyahatleri ve başkentte güç kazandığı süre boyunca hep Pokrovskoye'de kaldı ve hayatı boyunca eşine sadık kaldı. Çiftin yedi çocuğu oldu ancak sadece üçü yetişkinliğe erişebildi: Dmitri (d. 1895), Maria (d. 1898) ve Varvara (d. 1900).
Dindarlaşma
Rasputin, 1897'de dine ilgi duymaya başladı ve kutsal yolculuklar yapmak amacıyla Pokrovskoye'den ayrıldı. Bunu yapmaktaki sebepleri belirsizdi. Bazı kaynaklara göre Rasputin, karıştığı bir at hırsızlığının cezasından kaçmak üzere köyden ayrılmıştı. Diğer bir kaynak Rasputin'in Meryem Ana veya Aziz Verkhoturyeli Simeon'ı içeren bir görü gördüğü için seyahate çıktığını savunurken, başka kaynaklar da Melity Zaborovski isimli genç bir teoloji öğrencisinin etkisi üzerine yolculuğa çıktığını belirtmektedir. Sebepler her ne olursa olsun; Rasputin eski hayatından vazgeçmiş, yirmi sekiz yaşında, on yıllık evli ve çocuklu, eşi ikinci çocuğuna hamile olan bir adamdı. Douglas Smith'e göre Rasputin'in yolculuk kararı, "ancak bir tür duygusal yahut ruhsal kriz ile temellendirilebilirdi".
Rasputin daha önce de Abalak'taki Kutsal Znamenski Manastırı'na ve Tobolsk'taki katedrale kısa seyahatler yapmıştı. Ama onu asıl değiştiren yolculuk, 1897'de Verkhoturye'de bulunan Aziz Nikolay Manastırı'nı ziyaretiydi. Rasputin burada, Makary olarak bilinen bir "starets" (ruhani önder) ile tanıştı ve tamamen onun boyunduruğu altına girdi. Rasputin Verkhoturye'de birkaç ay geçirmiş olabilir, ve muhtemelen okuma yazma öğrendiği yer de burasıdır. Ancak Rasputin daha sonra bu manastırdaki keşişlerin eşcinsel ilişki yaşadıklarından şikâyet etmiş ve manastır hayatının fazla zorlayıcı olmasından yakınmıştır. Pokrovskoye'ye bambaşka bir adam olarak dönen Rasputin, dağınık görünüşü ve farklı davranışlarıyla dikkat çekti. Vejetaryen oldu, alkolü bıraktı ve eskisine göre çok daha coşkulu dualar edip şarkılar söylemeye başladı.
Rasputin, sonraki birkaç yılını bir "strannik" (kutsal gezgin) olarak geçirdi. Pokrovskoye'den ayrılıp ülke çapında aylar süren geziler yaptı ve bazı kutsal bölgeleri ziyaret etti. Bir ihtimal 1900 yılında Doğu Ortodoks Kilisesi bünyesindeki manastırların merkezi olan Athos Dağı'na kadar gitti.
1900'lerin ilk yıllarında Rasputin, başlıca aile üyeleri ve diğer yerli köylülerden oluşan bir takipçi kitlesi edinmiş bulunuyordu. Takipçileri pazar günleri ve diğer kutsal günlerde, Rasputin de Pokrovskoye'de olduğu takdirde onunla birlikte dualar ediyorlardı. O dönemde hâlen babası Yefim'le yaşamakta olan Rasputin, evin yer altı mahzenine derme çatma bir şapel inşa etmişti ve takipçileriyle burada gizli dinî toplantılar yapıyordu. Bu toplantılar, köy rahibi ve diğer köylüler tarafından şüpheyle karşılanıyordu ve tasvip edilmiyordu. Kadın takipçilerin her toplantıdan önce Rasputin'i yıkadığı, grubun garip şarkılar söylediği ve hatta Rasputin'in Khlistilere katıldığı söylentileri çıkmıştı. Khlistiler, üyelerinin kendilerini kırbaçladığı ve toplu seks eyleminde bulunduğu iddia edilen coşkulu ritüellere sahip bir mezhepti. Tarihçi Joseph Fuhrmann, "tekrar tekrar yapılan araştırmaların Rasputin'in Khlistilere üye olduğunu kanıtlamakta bile yetersiz kaldığını" ve bu yöndeki söylentilerin temelsiz olduğunu savunmaktadır.
Ün kazanması
Rasputin'in faaliyetleri ve karizmasına dair haberler 1900'lerin başında Sibirya'da yayılmaya başladı. 1904 ya da 1905'te bir noktada Rasputin, Kazan'a gitti burada insanların ruhsal sorunlarını yatıştıran bilge bir starets (ruhani önder) olarak nam saldı. Rasputin, kadın takipçileriyle seks yaptığına dair söylentilerin çıkmasına rağmen Kazan'ın dışındaki Yedi Göller Manastırı'nın başrahibi ve Arşimandrit Andrei ile Psikopos Chrysthanos üzerinde olumlu bir izlenim bıraktı. Öyle ki Chrysthanos, Rasputin'i Aleksandr Nevski Manastırı içerisindeki St. Peterburg İlahiyat Akademisi'nin rektörü Psikopos Sergey'e tavsiye etti ve Rasputin'in başkente yolculuk etmesi için gerekli işlemleri yerine getirdi.
Nevski Manastırı'nda Sergey ile tanıştıktan sonra Rasputin, Arşimandrit Thefoan gibi kilise liderleriyle tanıştırıldı. Okulun denetmeni olan Theofan, St., Peterburg sosyetesi içerisinde çevresi geniş bir adamdı ve gelecekte Çar ile eşinin itirafçılığı görevini üstlenecekti. Theofan, Rasputin'i evinde kalmaya davet edecek kadar ondan etkilendi ve kısa sürede Rasputin'in başkentteki en önemli ve nüfuzlu dostlarından biri hâline gelerek onun soylu sınıfın dinî tartışmalarına sahne olan buluşmalara katılmasını sağladı. Rasputin, ilk önemli takipçilerini bu buluşmalar vasıtasıyla kazandı. Ancak nitekim bu kişilerin çoğu sonradan Rasputin'e sırt çevirdi.
Spiritüalizm ve teozofi gibi alternatif dinî hareketler Rasputin'in başkente vardığı dönemde şehrin soyluları arasında rağbet görmekteydi. Aristokrasinin çoğu üyesi bilinmezliklere ve doğaüstü şeylere merak duyuyordu. Rasputin'in fikirleri ve "garip tavırları", tarihçi Joseph Fuhrmann'ın deyişiyle "sıkılmış ve yeni deneyimler arayan" başkent elitlerince yoğun bir merakla karşılandı. Diğer bir tarihçi Douglas Smith'e göre Rasputin'e duyulan ilginin artmasının sebeplerinden biri de, ondan önce başkentte rağbet gören Nizier Anthelme Philippe ve Gérard Encausse gibi kendini "kutsal adam" görenlerin aksine Rasputin'in etnik olarak Rus olmasıydı.
Fuhrmann'a göre Rasputin, başkenti ilk ziyaretinde orada sadece birkaç aylığına kaldı ve 1903 güzünde Pokrovskoye'ye döndü. Ancak Smith, Rasputin'in 1903'te başkente ilk gelişinden 1905'e kadarki dönemde başkentte mi kaldığı yoksa köyüne mi döndüğünü bilmenin imkânsız olduğunu savunmaktadır. Ne olursa olsun 1905'e kadar Rasputin, Çar'ın kuzenleri Grandük Peter Nikolayeviç ve Altıncı Leuchtenberg Dükü George Maksimilyanoviç ile evli olan ve "Kara Prensesler" olarak da bilinen Karadağlı kardeşler Militsa ve Anastasya gibi birçok aristokratla samimiyet kurmuştu. Karadağlı kardeşler, nihayetinde Rasputin'in Çar ve ailesiyle tanışmasını sağladılar.
Rasputin Çar ile 1 Kasım 1905'te Petergof Sarayı'nda tanıştı. Çar o gün günlüğüne Aleksandra ve kendisinin "Tobolsk vilayetinden Grigori, bir Tanrı adamı ile tanıştıklarını" yazdı. Rasputin bu tanışmadan kısa süre sonra Pokrovskoye'ye döndü ve 1906 Temmuz'una kadar başkente dönmedi. 1906'daki gelişinde Rasputin, Çar'a bir telgraf çekerek ona Verkhoturyeli Simeon'ın bir ikonunu sunmak istediğini söyledi. Nikolay ve Aleksandra ile ikinci kez 18 Temmuz'da, üçüncü kez de ekim ayında buluştu ve son buluşmada onların çocuklarıyla tanıştı. Bir noktada Çar ve Çariçe, Rasputin'in, tek oğulları hemofili hastası Aleksey'i iyileştirebilecek mucizevi bir güce sahip olduğuna inanmaya başladı ancak bunun tam zamanı tartışmalıdır. Orlando Figes'a göre Rasputin, daha ilk etapta Aleksey'i iyileştirebilecek bir şifacı olduğu için Çar ve Çariçe'yle tanıştırılmıştı. Ancak Fuhrmann'ın tahminine göre, Rasputin'den ilk kez 1906 Ekim'indeki üçüncü buluşmada Aleksey'in sağlığı için dua etmesi istenmişti.
Aleksey'in şifacısı
Rasputin'in kraliyet ailesi üzerindeki etkisinin en önemli sebebi, Aleksandra ve diğerlerinin Rasputin'in birçok durumda hemofili hastası Aleksey'in acısını dindirip kanamasını durdurduğuna inanıyor olmalarıydı. Tarihçi Marc Ferro'ya göre Çariçe Rasputin'e "tutkuyla bağlıydı" ve onun oğlunun hastalığını iyileştirebildiğine inanıyordu.Harold Shukman, Rasputin'in "kraliyet çevrelerinin vazgeçilmez bir üyesi" hâline geldiğini yazmıştı. Rasputin'in başkente varışından beri onun dualarla insanları iyileştirebildiğine dair söylentiler anlatılagelmişti ve Çariçe'nin dostlarından Anna Vyrubova, kısa süre içinde Rasputin'in mucizevi güçleri olduğuna ikna olmuştu. Vyrubova zamanla Rasputin'in en nüfuzlu yandaşlarından biri oldu.
1912 yazında Aleksey, kraliyet ailesinin avcılık bölgesi olan Spała yakınlarında sallantılı bir araba yolculuğunun ardından uyluk ve kasıklarından iç kanama geçirmeye başladı ve bedeninde büyük bir hematom gelişti. Ciddi derecede acı çeken ve ateşi çıkan Aleksey ölüme yaklaşmaktaydı. Çaresiz kalan Aleksandra, Vyrubova'dan o sırada köyünde olan Rasputin'e bir telgraf çekmesini ve Aleksey için dua etmesini istemesini söyledi. Rasputin çok geçmeden cevap verdi ve "Tanrı göz yaşlarınızı görmüş ve dualarınızı duymuştur. Üzülmeyiniz. Ufaklık ölmeyecektir. Doktorların onunla fazla uğraşmasına müsaade etmeyin." dedi. Ertesi sabah Aleksey'in durumu değişmemişti ancak Aleksandra Rasputin'in mesajı sayesinde biraz olsun umudunu geri kazanmıştı. Bir sonraki gün Aleksey'in kanaması durdu. Aleksey'i gören doktorlardan biri olan Dr. S. P. Fedorov, çocuğun iyileşmesinin "tıbbi bakış açısıyla tamamen esrarengiz olduğunu" kabul etti. Aynı doktor daha sonradan, "Rasputin gelir, hastaya yaklaşır, ona bakar ve tükürürdü. Kanama çabucak dururdu. Böyle bir olaydan sonra İmparatoriçe nasıl olur da bir daha Rasputin'e güvenmezdi?" diyerek Aleksandra'nın Rasputin'i bir mucizeci olarak görmesinin normal olduğunu söyledi."
Tarihçi Robert K. Massie, Aleksey'in iyileşmesini "tüm Rasputin efsanesinin en gizemli bölümlerinden biri" olarak görüyordu. Çocuğun iyileşmesine neyin sebep olduğu belirsizdir. Massie, Rasputin'in doktorları Aleksey'den uzak tutmaya yönelik tavsiyesinin Aleksey'in dinlenip iyileşmesini sağladığını veya gönderdiği mesajla Aleksandra'nın içini rahatlatıp Aleksey üzerindeki duygusal stresi azaltarak onu iyileştirdiğini öne sürmüştür. Aleksandra, Spała'da Rasputin'in bir mucize sergilediğine inandı ve onun varlığının oğlunun sağlığı için elzem olduğuna kanaat getirdi. Ferro gibi bazı yazar ve tarihçiler, Rasputin'in bazı durumlarda Aleksey'in kanamasını hipnoz yoluyla durdurduğunu iddia etmişlerdir. Aleksey'in Fransızca öğretmeni olan anı yazarı Pierre Gilliard gibi bazı tarihçiler ise, Rasputin'in doktorların Aleksey'e aspirin vermemesini sağlayarak çocuğu iyileştirdiğini düşünmüştür. Zira o dönemde ağrı kesici olarak kullanılmakta olan aspirinin aslında kanın pıhtılaşmasını engelleyici özelliği 1950'lere kadar bilinmiyordu.
Çar'ın çocuklarıyla ilişkisi
Aleksey ve kardeşleri, Rasputin'i "dostları" olarak görmeleri ve ona güvenmeleri üzerine tembihlenmişlerdi. 1907 sonbaharında halaları Grandüşes Olga Aleksandrovna, Rasputin'le tanışması için Çar tarafından çocukların odasına götürülmüştü. Çocukların hepsi uzun beyaz sabahlıklar içindeydi ve Olga'nın anlattığına göre "hepsi Rasputin'i seviyor gibiydi, onun yanında tamamen rahatlardı".
Rasputin'in Çar'ın çocuklarıyla olan dostluğu, onlara gönderdiği mesajlarda açıkça görülmekteydi. 1908'de 9 yaşındaki Grandüşes Mariya Nikolayevna'ya çektiği bir telgrafta ona "Sevgili İncim M!" diye hitap etmişti. Bir telgrafta "Denizle, doğayla nasıl konuştuğunu anlat bana! Senin o saf ruhunu özlüyorum. Yakında görüşeceğiz! Koca bir öpücük." diyen Rasputin, başka bir telgrafta ise "Sevgili M! Küçük Dostum! Tanrı tüm zorlukları İsa'nın bilgeliği ve sevinciyle aşmanı nasip etsin. Bu dünya aynı bir gün gibi, bak daha şimdiden akşam oldu. İşte dünyevi dertler de böyledir." demişti. Şubat 1909'da Rasputin, Çar'ın tüm çocuklarına "başta bu dünya olmak üzere Tanrı'nın yarattığı her şeyi, onun doğasını tümden kucaklamalarını" öğütleyen bir telgraf yollamış ve "Tanrı'nın annesinin her daim çiçekler ve dikiş işleriyle meşgul olduğunu" hatırlatmıştı.
1910 yılında çocukların bakıcılarından biri olan Sofya İvanova Tyuçeva, kızlar odalarında gecelikleri içindeyken Rasputin'in odaya girmesine izin verilmesi karşısında dehşete düşmüş ve Rasputin'in çocuk odalarından uzak tutulmasını talep etmişti. Tyuçeva'nın şikâyetlerine karşılık Nikolay, Rasputin'den çocuk odalarını ziyaret etmeyi bırakmasını rica etti. 8 Mart 1910'da Tatyana "Umarım ki dadımız artık dostumuza iyi davranacak." diyerek annesinden Tyuçeva'yı affetmesini istemiş ve "S.İ.nin dostumuz hakkında kötü bir şeyler diyebileceğinden... korktuğunu" belirtmişti. Aleksandra nihayetinde Tyuçeva'yı kovdurdu.
Eldeki tüm anlatımlara göre Rasputin'in çocuklarla ilişkileri zararsız olsa da Tyuçeva hikâyesini başka aile üyelerine de anlatarak onları utandırmıştı. Çar'ın kardeşi Grandüşes Ksenia Aleksandrovna, Tyuçeva'nın hikâyesi karşısında dehşete düşmüş ve 15 Mart'ta "Aliks ve çocuklarının o sinsi Grigori'ye karşı tutumlarını aklım almıyor. Onu nerdeyse bir aziz olarak görüyorlar, hâlbuki bir "khlisti"den başka bir şey değil! Her zaman orada, çocukların odasına giriyor, Olga ve Tatyana yatmaya hazırlanırken onları ziyaret ediyor, oturup onlarla konuşuyor ve onları "seviyor". Çocuklar da onu Sofya İvanova'dan saklamaya özen gösteriyorlar ve Sofya'yla onun hakkında konuşmaya cesaret edemiyorlar. Bu tümüyle inanılmaz ve kavrayışımın ötesinde."
1910 baharında başka bir mürebbiye Rasputin'in kendisine tecavüz ettiğini iddia etti. Marya İvanova Vişniyakova başta Rasputin'in takipçilerinden olsa da zamanla ondan uzaklaşmıştı. Çariçe Vişniyakova'ya inanmayı reddetti ve "Rasputin'in yaptığı her şeyin kutsal olduğunu söyledi". Grandüşes Olga'ya Vişniyakova'nın iddiasının hemen soruşturulduğu, ancak "genç kadının yatakta Çar'ın Kazak muhafızlarından biriyleyken yakalandığı" söylendi. Vişniyakova 1913'te işinden atıldı.
Rus halkı arasında Rasputin'in sadece Çariçe'yi değil, dört grandüşesi de ayarttığı söylentisi büyük ölçüde yayılmıştı. Çariçe ve grandüşeslerin Rasputin'e yazdığı samimi mektuplar halk arasında yayılmış ve söylentileri alevlendirmişti. Rasputin'in Çariçe'yle cinsel ilişkiye girdiği ve arka planda grandüşeslerle Anna Vyrubova'nın çıplak hâlde durduğu pornografik karikatürler ortalıkta dolaşmaktaydı. Nikolay bunun üzerine Rasputin'e bir süreliğine başkentten ayrılmasını emretti ve Rasputin Filistin'e dinsel bir seyahate çıktı. Bu skandala rağmen Rasputin'in Çarlık ailesiyle ilişkisi ölümüne kadar devam etmiş ve Çariçe 6 Aralık 1916'da eşine "Dostumuz kızlarımızdan çok memnun, onların yaşlarına göre çok zorlu 'yollardan' geçtiklerini ve ruhlarının epeyce olgunlaştığını söylüyor." diye yazmıştı. Hatıratında A. A. Mordvinov, dört grandüşesin de Rasputin'in ölüm haberini aldıkları gece odalarından birindeki bir kanepede "yan yana birbirlerine sokularak" oturduklarını, "bariz biçimde çok üzgün ve soğuk" göründüklerini, "yaklaşmakta olan siyasi kargaşayı öngörürcesine kasvetli bir ruh hâlinde olduklarını" yazmıştı. Rasputin, arka tarafında grandüşeslerin ve annelerinin imzalarının bulunduğu bir ikonla beraber gömülmüştü.
İhtilaf
Kraliyet ailesinin Rasputin'in iyileştirici güçleri olduğuna inanması ona sarayda hatırı sayılır nüfuz kazandırdı. Çar Rasputin'i şahsi "lampadniki (lambacı) olarak atadı ve saraydaki dinî ikonların önündeki ışıkları açık tutmakla görevlendirdi. Rasputin böylece saraya düzenli giriş hakkı kazandı. 1906 Aralık'ına kadar Rasputin, Çar'dan özel bir şey dileyebilecek kadar onunla samimiyet kurmuştu. Rasputin, soyadını "Rasputin-Noviy" (Yeni Rasputin) olarak değiştirmek istedi. Çar bunu kabul etti ve gerekli işlemler hızlıca halledildi. Rasputin yeni konumundan sonuna kadar yararlandı. Zaman zaman hayranlarının rüşvet ve cinsel lütuflarını kabul ediyor ve nüfuzunu artırmak için gayretle çalışıyordu.
Rasputin tartışmalı bir figürdü. Düşmanları onu dalalet ve tecavüzle suçluyordu. Ayrıca Çar'ın siyasi kararlarını usulsüzce yönlendirdiğinden ve hatta Çariçe'yle ilişki yaşadığından kuşkulanılıyordu. Rasputin'in nüfuzuna yönelik muhalefet kilise içerisinde artmaya başladı. 1907'de Pokrovskoye'nin yerel rahipleri, Rasputin'i resmen sapkınlıkla suçladı. Bunun üzerine Tobolsk Psikoposu, Rasputin'in faaliyetlerine ilişkin soruşturma başlattı ve onu "yalan, Khlistilik benzeri doktrinler yaymakla" suçladı. Başkentte Rasputin, Başbakan Pyotr Stolypin ve Çar'ın gizli kolluk kuvveti Ohranka gibi daha seçkin tarafların muhalefetiyle karşılaştı. Rasputin'in faaliyetlerinin soruşturulmasını emreden Stolypin, Çar ile Rasputin hakkında konuştu ancak ne Rasputin'in nüfuzunu kırmayı, ne de onu başkentten sürdürmeyi başarabildi. 1909'da Rasputin'in başkentteki ilk destekçilerinden biri olan Kehioniya Berlatskaya, Rasputin'i kendisine tecavüz etmekle suçladı ve Theofan'dan kendisine yardım etmesini istedi. Theofan bu olayın üzerine Rasputin'in monarşiye karşı bir tehdit oluşturduğuna ikna oldu. Rasputin'in kadın takipçilerini aşağıladığı ve kraliyet ailesine yaptığı ziyaretlerde uygunsuz davranışlarda bulunduğuna dair söylentiler çoğaldı. Özellikle Rasputin'in Çar'ın kızları Olga ve Tatyana'ya yönelik uygunsuz yaklaşımlarına dair söylentiler Mart 1910'dan itibaren basında geniş yer tuttu.
I. Dünya Savaşı, feodalizmin dağılması ve beceriksiz bir devlet bürokrasisi, Rusya'nın hızlı ekonomik çöküşüne sebep oldu. Birçok kişi suçu Aleksandra ve onun "şeytani ruhu" Rasputin'e atmaya başladı. Dumanın açık sözlü bir üyesi olan sağ kanat siyasetçisi Vladimir Purişkeviç, Kasım 1916'da verdiği bir demeçte Çar'ın bakanlarının "Rasputin ve İmparatoriçe Aleksandra Feodorovna, yani Rusya'nın şeytani aklı ve bir Alman olarak Rusya tahtında oturup ülke ile halkına yabancı olan Çariçe tarafından ipleri sıkıca tutulan kimselere döndüğünü" söyledi. (Çariçe bir Alman prensesi olarak doğmuştu.)
Suikast girişimi
12 Temmuz [E.U. 29 Haziran] 1914'te 33 yaşında köylü bir kadın olan Khioniya Guseva, Rasputin'i Pokrovskoye'deki evinin önünde karnından bıçaklayarak öldürmeyi denedi. Rasputin ciddi derecede yaralandı ve bir süre boyunca sağ kurtulup kurtulamayacağı belirsizliğini korudu. Ameliyatın ve Tümen'deki hastanede bir süre yatmasının ardından Rasputin iyileşti. Rasputin'in hastanede kaldığı süre zarfında gerçekleşen Temmuz Krizi sonucunda Rusya, Almanya ve Avusturya-Macaristan'a karşı savaşa girdi.
Guseva Iliodor'un takipçilerinden biriydi. Iliodor, başlarda Rasputin'i desteklemiş olan ancak sonradan 1911 Aralık'ında onu seks maceraları ve kibirlenmeleri sebebiyle alenen aşağılayan eski bir rahipti. Kökten muhafazakar ve Yahudi karşıtı olan Iliodor, 1911'de Rasputin ile kraliyet ailesinin arasını açmaya çalışan bir ileri gelenler grubunun parçasıydı. Amaçlarına ulaşamadıklarında Iliodor başkentten sürülmüş ve nihayetinde rahiplikten atılmıştı. Guseva, kimsenin etkisi olmadan hareket ettiğini ve Rasputin'i gazetelerden tanıyıp onu "yalancı bir peygamber ve hatta Sahte Mesih" olarak gördüğünü iddia etti. Ancak hem polis hem de Rasputin, suikast girişimine Iliodor'un önayak olduğuna inandılar. Iliodor sorguya tabii tutulamadan ülkeden kaçtı ve Guseva da akli dengesi yerinde olmadığı öne sürülerek ceza almaktan kurtuldu.
Ölüm
Prens Feliks Yusupov, Grandük Dmitri Pavloviç ve sağ kanat siyasetçisi Vladimir Purişkeviç önderliğindeki bir grup soylu, Rasputin'in Çariçe üzerindeki etkisinin İmparatorluk için tehdit oluşturduğuna karar verdiler ve Aralık 1916'da onu Yusupovlara ait Moika Sarayı'ndaki bir tuzağa çekmek suretiyle öldürmek için bir plan hazırladılar.
Rasputin, 30 Aralık [E.U. 17 Aralık] 1916 gününde sabaha karşı Feliks Yusupov'un evinde öldürüldü. Biri yakından alnına ateşlenmiş olan üç mermi sonucu öldü. Bu bilgiler haricinde Rasputin'in ölümü çoğunlukla belirsizdir ve hangi koşullarda öldürüldüğü yıllardır tahmin konusu olmuştur. Tarihçi Douglas Smith, "17 Aralık'ta Yusupov evinde gerçekten neler yaşandığı asla bilinmeyecektir." demiştir. Ancak yine de Yusupov'un hatıratında anlattığı hikâye, 17 Aralık olaylarının en sık anlatılagelen versiyonudur.
Yusupov'un hatıratına göre olaylar şu şekilde gelişti: Yusupov, Rasputin'i gece yarısından kısa bir süre sonra evine davet etti ve gelir gelmez onu bodrum katına götürdü. Ona siyanürlü çay ve kekler ikram etti. Rasputin ilk etapta kekleri istemedi fakat sonradan onlardan çokça yedi. Ancak buna rağmen zehirden etkilendiğine dair en ufak bir belirti göstermemesi Yusupov'u şaşırttı. Kekleri yedikten sonra Rasputin, daha önceden zehir katılmış olan Madeira şarabından istedi ve şaraptan üç bardak içmesine karşın yine de bir rahatsızlık belirtisi göstermedi. Saat 02.30 dolaylarında Yusupov müsaade istedi ve iş birlikçilerinin beklemekte olduğu üst kata çıktı. Pavloviç'ten bir altıpatlar aldı ve bodruma geri döndü. Odada bulunan bir çarmıhı işaret ederek "çarmıha bakıp bir dua etsen iyi edersin" dedi ve onu bir defa göğsünden vurdu. Rasputin yere yığıldıktan sonra Yusupov'un iş birlikçileri Rasputin'in apartmanının önüne gittiler ve ortaklardan biri olan Suhotin, Rasputin'in o gece eve döndüğü izlenimini yaratmak için onun kabanını giyerek binaya girdi. Onlar Moika Sarayı'na döndükten sonra Yusupov, Rasputin'in öldüğünden bir kez daha emin olmak üzere bodrum kata indi. Aniden Rasputin yattığı yerden fırladı ve Yusupov'a saldırdı. Yusupov zorlukla kendini kurtarabildi ve üst kata kaçtı. Rasputin de yukarı çıktı ve sarayın avlusuna çıktıktan biraz sonra Purişkeviç tarafından vurulup karların üzerine yığıldı. Yusupov ve diğerleri cesedi bir kumaşa sarıp Bolşov Petrovski Köprüsü'ne gittiler ve cesedi Küçük Nevka Nehri'ne attılar.
Sonrası
Rasputin'in öldüğü haberleri, cesedinin bulunmasından önce bile hızla yayıldı. Douglas Smith'e göre Purişkeviç, saraydan gelen silah seslerini araştırmak üzere cinayetten kısa süre sonra olay yerine gelen iki asker ve bir polise açıkça Rasputin'i öldürdüğünü söyledi ancak başka kimseye söylememelerini istedi. Ertesi sabah olayla ilgili soruşturma başlatıldı.Stock Exchange Gazette, 30 Aralık [E.U. 17 Aralık] 1916 günü öğleden sonra "şehrin merkezindeki en aristokratik evlerden birindeki bir partiyi takiben" Rasputin'in öldürüldüğünü haber yaptı.
İki görevli Petrovski Köprüsü'nün korkuluklarında kana rastladı ve aşağıdaki buzun üzerinde bir bot buldu. Bunun üzerine polis çevreyi incelemeye başladı. Rasputin'in cesedi 1 Ocak [E.U. 19 Aralık 1916] 1917 günü nehirdeki buz katmanının altında, akıntı yönünde köprünün 200 metre ilerisinde bulundu. Şehrin saygın otopsi cerrahı Dr. Dmitri Kosorotov cesede otopsi gerçekleştirdi. Otopsi raporu kaybolsa da sonradan Kosorotov, cesette ciddi darbeler bulunduğunu açıkladı: biri alnına yakın mesafeden ateş edilmiş olan üç mermi izi, sol tarafında bir kesik ve çoğunun öldükten sonra alındığı düşünülen birçok küçük yara vardı. Kosorotov ceset üzerinde tek bir mermi bulduğunu söyledi fakat onun da şekli oldukça bozulmuştu ve yaygınca taklit edilebilen bir türdendi. Ayrıca Kosorotov, Rasputin'in zehirlendiğine dair bir kanıt bulamadı. Douglas Smith ve Joseph Fuhrmann'a göre Kosorotov Rasputin'in ciğerlerinde hiç su da bulmamıştı ve Rasputin'in suya atıldığında hâlâ yaşamakta olduğunu bildiren raporlar asılsızdı. Rasputin'in penisinin kesildiğinin de iddia edilmiş olmasına karşın Kosorotov Rasputin'in cinsel organlarının hasarsız olduğunu belirtmişti.
Rasputin'in defni, 2 Ocak [E.U. 21 Aralık 1916] 1917 günü Anna Vyrubova'nın Tsarskoye Selo'da inşa ettirmekte olduğu küçük bir kilisede yapıldı. Cenazeye sadece hanedan ailesi ve onların birkaç yakını katıldı. Rasputin'in eşi ve çocukları cenazeye davet edilmedi ancak kızları ertesi gün Vyrubova'nın evinde hanedan ailesiyle buluştu. Mart 1917'de Çar'ın tahttan feragat etmesinin ardından Rasputin'in mezarının eski Çarlık rejimi destekçilerinin bir toplanma alanı hâline gelmemesi amacıyla Rasputin'in cesedi toprağın altından çıkarıldı ve bir grup asker tarafından yakıldı.
Rasputin suikastına İngiliz katılımı teorisi
Bazı yazarlar, Rasputin suikastında İngiliz Gizli Haber Alma Servisi'ne (SIS) bağlı ajanların parmağı olduğunu ileri sürdüler. Bu teoriye göre Rasputin, Çar'ı Almanya ile ayrı bir barış imzalaması için ikna etmeye çalışıyordu. İngiliz ajanları, bu barış gerçekleştiği takdirde Almanya'nın tüm savaş gücünü Batı Cephesi'ne yönlendireceğinden endişeliydi. Bu teorinin birçok farklı türü olsa da çoğu versiyon, Yusupov'un Oxford Üniversitesi'nden arkadaşları olan Samuel Hoare ve Oswald Rayner'ın emirleri doğrultusunda İngiliz istihbaratı ajanlarının suikastı planlamak ve yürütmekle doğrudan ilişkili olduklarını, hatta Rasputin'e atılan üç kurşundan birini Rayner'ın attığını öne sürmektedir.
Birçok tarihçi bu teoriyi güvenilir bulmamaktadır. Douglas Smith'e göre "İngiliz ajanlarını cinayet sahnesine sokan herhangi bir ikna edici kanıt yoktur". Tarihçi Keith Jeffery, eğer İngiliz ajanları suikaste dâhil olsaydı SIS arşivlerinde "bununla ilgili bir kanıt bulmayı beklediğini" ancak böyle bir kanıt bulunmadığını söylemiştir.
Kızı
Rasputin'in kızı Maria Rasputin (doğum adı Matryona Rasputina) (1898-1977), Ekim Devrimi'nin ardından önce Fransa'ya sonra da ABD'ye göç etti ve ABD'deki bir sirkte dansçı ve aslan terbiyecisi olarak çalıştı.
Ayrıca bakınız
Bibliyografya
Dış bağlantılar
- Leo Trotzki - Rus Devriminin Tarihi 24 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Rasputin Tedavisi 19 Mayıs 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Rasputin cinayeti BBC News (İngilizce) 25 Kasım 2004 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Wikimedia Commons'ta Rasputin ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
Vikisöz'de Grigori Rasputin ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |
Otorite kontrolü |
|
---|