Мы используем файлы cookie.
Продолжая использовать сайт, вы даете свое согласие на работу с этими файлами.

Claudius

Подписчиков: 0, рейтинг: 0

Claudius
Augustus
Claudius crop.jpg
İmparator Claudius'un büstü
4. Roma İmparatoru
Hüküm süresi 41 – 54
Önce gelen Caligula
Sonra gelen Neron
Doğum 1 Ağustos MÖ 10
Ölüm 13 Ekim 54
Eş(ler)i Aemilia Lepida
Livia Medullina
Plautia Urgulanilla
Aelia Paetina
Valeria Messalina
Genç Agrippina
Çocuk(lar)ı Britannicus, Claudia Antonia, Claudia Octavia
Tam adı
Tiberius Claudius Caesar Augustus Germanicus
Hanedan Julio-Claudian Hanedanı
Babası Nero Claudius Drusus
Annesi Antonia Minor
Roma İmparatorluk Hanedanları
Julio-Claudian Hanedanı
Augustus
Çocukları
   Öz - Yaşlı Julia
   Evlatlık - Gaius Caesar, Lucius Caesar, Agrippa Postumus, Tiberius
Tiberius
Çocukları
   Öz - Julius Caesar Drusus
   Evlatlık - Germanicus
Caligula
Çocukları
   Öz - Julia Drusilla
   Evlatlık - Tiberius Gemellus
Claudius
Çocukları
   Öz - Claudia Antonia, Claudia Octavia, Britannicus
   Evlatlık - Neron
Neron
Çocukları
   Öz - Claudia Augusta

Tiberius Claudius Caesar Augustus Germanicus ya da Claudius veya Türkçe okunuşuyla Klavdiyus (başa geçmeden önceki adı Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus, d. 1 Ağustos MÖ 10 - ö. 13 Ekim 54), Julio-Claudian hanedanının dördüncü Roma imparatorudur. 24 Ocak 41'den 54 yılında ölümüne kadar hüküm sürmüştür. Drusus ve Küçük Antonia'nın oğlu olarak Galya'da Lugdunum'da (bugünkü Lyon) doğmuştur. İtalya dışında doğmuş ilk Roma imparatorudur.

Claudius imparator olmasına pek ihtimal verilmeyen biriydi. Anlatılanlara göre bir sakatlığı vardı ve 37 yılında yeğeni Caligula ile birlikte konsül olana kadar ailesi kendisini kamu görevlerinden muaf tutmuştu. Bu zafiyeti Tiberius ve Caligula'nın yönetimleri sırasındaki tasfiyelerde diğer birçok Romalı soyluyla aynı kaderi paylaşmasını engellemiş olabilir. Bu sayede Caligula'nın suikasta kurban gitmesinden sonra ailesinin hayatta olan tek yetişkin erkeği olarak imparator ilan edilmiştir.

Siyasetteki tecrübesizliğine rağmen Claudius becerikli bir yönetici olduğunu ispatlamış ve bayındırlık işlerinde büyük faaliyetlerde bulunmuştur. Hükümdarlığı sırasında imparatorluk genişlemiş ve Büyük Britanya fethedilmiştir. Hukuka kişisel bir ilgi duymuş, duruşmalara başkanlık etmiş ve yeri geldiğinde günde yirmi ferman çıkarmış ancak yönetimi boyunca özellikle soylular tarafından zayıf biri olarak görülmüştür. Birçok senatörün ölümü yüzünden Claudius sürekli olarak konumunu güçlendirmek durumunda kalmıştır. Ayrıca özel hayatında da trajik sorunlar yaşamış ve bunlardan biri öldürülmesine neden olmuştur. Tüm bunlar eski yazarların gözünde itibarını zedelemiştir. Daha yakın dönem tarihçiler bu görüşü düzeltmişlerdir.

Rahatsızlığı ve kişiliği

Tarihçi Suetonius, Claudius'un rahatsızlığının fiziksel tezahürlerini oldukça detaylı bir şekilde tasvir eder. Dizleri zayıftı ve başı titrerdi. Ağzından salyaları akar ve heyecanlandığında burnu akardı. Stoacı Seneca'nın yazdığı sanılan Apocolocyntosis (divi Claudii) adlı eserde Claudius'un sesinin yeryüzündeki hiçbir hayvana benzemediği ve ellerinin de zayıf olduğu aktarılır. Öte yandan Seutonius Claudius'un sakin olduğunda ve oturduğunda herhangi bir fiziksel sakatlığının gözükmediğini, uzun boylu, yapılı bir Romalı olduğunu belirtir. Sinirlendiğinde veya gergin olduğunda rahatsızlığının emareleri kötüleşiyordu. Tarihçiler bu durumun tahta çıkmasıyla arttığı konusunda hemfikirdirler. Claudius'un kendisi rahatsızlığını hayatını kurtarmak için abarttığını iddia etmiştir.

Claudius'un hastalığına ilişkin modern teşhisler geçen yüzyılda birkaç defa değişmiştir. II. Dünya Savaşı öncesinde rahatsızlığın nedeninin çocuk felci olduğu ağırlıklı olarak kabul ediliyordu. Bu Robert Graves'in ilk olarak 1930'larda basılan Ben, Claudius adlı romanında kullanılan teşhisti. Ancak çocuk felci tarif edilen belirtilerin çoğunu açıklamaya yetmemektedir ve Ernestine Leon tarafından öne sürülen daha yeni bir teori serebral inmenin söz konusu rahatsızlığın sebebi olduğunu öne sürmektedir. Tourette hastalığı da Cladius'ta rastlanan emarelerin sebebi olabilir.

Eski tarihçiler Claudius'u cömert ama kötü şakalar yapan, kontrolsüzce kahkahalar atan, pleblerle birlikte yemek yiyen kültürsüz biri olarak tarif ederler. Ayrıca kendisini kana susamış, zalim, gladyatör dövüşlerinden fazlasıyla zevk alan ve çok kolay sinirlenen biri olarak resmederler. Öte yandan Claudius bu sonuncu özelliğinin bilincine varıp öfkesi için herkesten özür dilemiştir. Yine bu eski tarihçilere göre Claudius başkalarına çok fazla güvenen ve eşleri ile çevresindekilerin kolaylıkla etkisinde kalan biridir. Buna karşılık paranoyak, duygusuz, silik ve kolaylıkla kafası karışan biridir. Öte yandan Claudius'un günümüze kalmış olan çalışmalarından zeki, bilge, iyi okumuş, detaylara ve adalete dikkat eden vicdan sahibi bir yönetici portresi çıkar. Bu yüzden Claudius bir muammadır. Geçen yüzyılda İskenderiyelilere yazdığı mektupların1 Şubat 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. bulunmasından sonra itibarının iade edilmesi ve gerçeğin ne olduğunun tespiti için birçok çalışma yapılmıştır.

Ailesi ve ilk yılları

Claudius, Tiberius Claudius Drusus adıyla 1 Ağustos MÖ 10 tarihinde Galya'nın Lugdunum şehrinde doğdu. Babası Nero Claudius Drusus, annesi ise Antonia idi. Kendinden büyük Germanicus ve Livilla adlarında iki kardeşi vardı. Antonia iki çocuk daha doğurmuş olabilir ama küçük yaşta ölmüşlerdi.

Anne tarafında büyük babası Marcus Antonius, büyük annesi ise Augustus'un kız kardeşi Küçük Octavia idi. Baba tarafından büyük annesi Augustus'un üçüncü karısı Livia, büyük babası ise Tiberius Claudius Nero'ydu. Yönetimi sırasında babası Drusus'un Augustus'un gayrimeşru oğlu olduğu şeklindeki dedikoduyu yeniden çıkarmıştır.

MÖ 9'da Drusus muhtemelen bir yaralanma sonucu öldü. Claudius bir daha evlenmeyen annesi tarafından büyütüldü. Claudius'un rahatsızlıkları ortaya çıkmaya başlayınca ailesiyle olan ilişkisi bozulmaya başladı. Antonia kendisinden canavar diye bahsetmeye başladı. Oğlunu birkaç yıl büyük annesi Livia'ya bıraktığı anlaşılmaktadır. Livia nispeten daha şefkatliydi. Durumunun nedeninin tembellik ve iradesizlik olduğu varsayımıyla disipline sokulmak üzere bir eski katırcının yanına verildi. Ancak onlu yaşlarına geldiğinde durumuyla ilgili emareler azaldı ve ailesi bilime olan ilgisini fark etti. MS 7 yılında kendisine tarih öğretmek üzere Sulpicious Flavus'un yardımcılığını yaptığı Titus Livius görevlendirildi. Claudius, Sulpicius Flavus ve filozof Athenodorus ile bol vakit geçirdi. Bir mektuptan anlaşılana göre Augustus, Claudius'un konuşmasının netliği karşısında hayrete düşmüştü. Geleceğiyle ilgili beklentiler artmaya başladı.

Kariyerinin ilk yıllarını helak eden, yeni bir tarihçi olarak yaptığı çalışmaydı. Vincent Scramuzza ve diğerlerine göre Claudius, Roma'nın iç savaşlar tarihi üzerine ya çok doğrucu ya da Augustus'u fazla eleştiren bir çalışmaya başladı. Her ne olursa olsun böyle bir çalışma için fazla erkendi ve Augustus'a Claudius'un Antonius'un soyundan olduğunu hatırlatmaktan başka işe yaramamış olabilir. Annesi ve büyük annesi duruma derhâl el koydular. Bu çalışma onlara Claudius'un kamu görevlerine uygun olmadığının bir kanıtı olmuş olabilir. Claudius çalışmasına yeniden başladığında İkinci Triumvirlik ile ilgili kısmı olduğu gibi es geçmişti. Ancak olan olmuş, ailesi onu geri plana itmişti. MS 8 yılında imparatorluk ailesi şerefine Ticinum zafer takı dikildiğinde Claudius'un adı merhum prensler Gaius, Lucius ve Germanicus'un çocuklarının önünde yer almıştı. Ağabeyi Germanicus, Tiberius tarafından evlat edinilmiş olduğundan Claudius o sırada ailenin lideriydi. Claudius'un adının başta takın üzerinde yer almadığı ve yıllar sonra kendisi tarafından eklendiği yönünde spekülasyonlar vardır.

MS 14'te Augustus öldüğünde o sırada yirmi üç yaşında olan Claudius amcası Tiberius'tan siyasi kariyerine (cursus honorum) başlamak için izin istedi. Yeni imparator Tiberius Claudius'a konsül kıyafetleri bahşetti. Claudius mevki sahibi olmak için bir kere daha başvurdu ancak geri çevrildi. Yeni imparator bir öncekinden daha cömert olmadığı için Caludius kamu görevlerinden umudunu keserek bilimle ilgilinmeye başladı.

İmparatorluk ailesinin kendisini küçümsemesine rağmen genel halkın en başlardan itibaren Claudius'a saygı duyduğu anlaşılmaktadır. Augustus'un ölümünde equestrian sınıfı heyetlerine önderlik etmesi için Claudius'u seçmişti. Evi yandığında senato binanın yeniden inşasının devlet hesabından yapılmasını talep etmişti. Ayrıca Claudius'un senatoda müzakerelere katılmasına izin verilmesini talep etmişlerdi. Tiberius her iki talebi de geri çevirmiş ancak Claudius'a yönelik bu hisler devam etmiştir. Tiberius'un oğlu Drusus'un ölümünün hemen ardından gelen dönemde Claudius potansiyel bir vâris olarak öne itildi. Ancak bu dönemde Praetor Sejanus'un gücü ve terörü ayyuka çıkmış olduğundan Claudius bu fırsatı ciddiye almadı.

Tiberius'un ölümünün ardından yeni imparator Caligula Claudius'tan yararlanabileceğini fark etti. Merhum babası Germanicus'un anısına vurgu yapmak için MS 37 yılında Claudius'u kendisine eş konsül olarak atadı. Buna rağmen Caligula amcasına büyük şakalar yaparak, çok büyük miktarlarda paralar talep ederek, senatonun önünde küçük düşürerek acımasızca işkence etti. Cassius Dio'ya göre Caligula'nın hükümdarlığının son yıllarında muhtemelen stresten son derece hasta ve zayıf hâle gelmişti.

Hükümdarlığı

İmparator oluşu

Claudius'un Louvre Müzesi'ndeki heykeli

24 Ocak 41 günü Caligula aralarında Praetorian komutanı Cassius Chaerea ve bir dizi senatörün bulunduğu geniş tabanlı bir hizip tarafından suikasta uğradı. Elde Claudius'un suikast ile doğrudan ilişkisi olduğunu gösteren bir delil olmamakla birlikte komplodan haberi olduğu iddia edilmiştir zira suç mahalini suikasttan çok kısa bir süre önce terk etmiştir. Ne var ki, Caligula'nın karısı Caesonia ve kızının öldürülmelerinin ardından Cassius'un komploda belirlenenden ileri giderek imparatorluk ailesinin tamamını ortadan kaldırmaya niyetlendi. Suikastın ardından yaşanan kargaşada Claudius aralarında arkadaşlarının da bulunduğu, olayla ilgisi olmayan soyluların öldürüldüğüne tanık oldu. Hayatından endişe eden Claudius saklanmak için saraya kaçtı. Anlatılanlara göre Gratus adında bir Praetorian muhafızı kendisini bir perdenin arkasında saklanırken bulmuş ve oracıkta imparator ilan edivermişlerdi. Muhafızların bir bölümü Claudius'un da onayıyla daha önceden kendisini aramaya karar vermiş olabilirler. Muhafızlar kendilerinin intikam peşindekilerden olmadıklarını söylemiş ve Claudius'u karargâhlarına götürmüşlerdi.

Senato vakit kaybetmeden toplanarak bir hükûmet değişikliği üzerine görüşmeye başladı. Ancak bu görüşme sonunda, hangisinin yeni princeps olacağıyla ilgili bir tartışmaya dönüştü. Praetorianların talebini duyunca Claudius'un onaylanması için kendilerine getirilmesini istediler. Ancak Claudius uzlaşmanın getireceği tehlikeleri dikkate alarak bunu reddetti. Başta Josephus olmak üzere bazı tarihçiler Claudius'un Yahudiye kralı Agrippa'nın talimatlarıyla hareket ettiğini iddia ederler. Ancak aynı eski yazarın olaylarla ilgili daha eski anlatımında Agrippa'nın rolü önemsiz gösterilmiştir. Bu yüzden olaylarda ne kadar parmağı olduğu bilinmemektedir. Sonunda senato pes etmek zorunda kaldı ve Claudius da suikastçıların neredeyse tümünü bağışladı.

Claudius olası mütegallibelere karşı yönetimini meşrulaştırmak için çoğu Julio-Claudian hanedanındaki konumunu vurgulayan bir dizi girişimde bulundu. Unvan olarak halk arasında hâlâ ağırlığı olan "Sezar" adını(cognomen) aldı. Ağabeyi Germanicus'un Tiberius tarafından evlat edinilmesinden sonra "Claudii Nerones" ailesinin başı olarak kullandığı Nero adını kullanmaktan vazgeçti. Augustus ya da halefleri tarafından hiçbir zaman evlat edinmemişse de Octavia'nın torunu olması hasebiyle Sezar adını kullanma hakkına sahip olduğunu düşünüyordu. Ayrıca kendinden önceki iki imparator gibi o da Augustus adını da aldı. Kahraman abisiyle bağını göstermek için Germanicus unvanını da korudu. Babaannesi Livia'yı yüce Augustus'un eşi olarak konumunu vurgulamak için tanrılaştırdı. Claudius unvanları arasında insanlara efsanevi babasını hatırlatmak ve onun itibarında hak iddia etmek için filius Drusi (Drusus'un oğlu) terimini de kullanmıştır.

Senato tarafından değil de Praetorian muhafızlarının inisiyatifiyle imparator ilan edildiğinden (bu şekilde seçilen ilk imparatordu) Claudius'un itibarı Seneca gibiler tarafından çok yıpratıldı. Ayrıca ordunun sadakatini kazanmak için rüşvete başvuran ilk imparatordu. Ancak bu tam da göründüğü gibi değildi. Gerek Tiberius, gerekse de Augustus vasiyetlerinde ordu ve muhafızlara armağanlar bırakmışlardı. Caligula'nın ölümünde de ortada bir vasiyet olmamasına karşın aynı şekilde beklentiler vardı. Claudius muhafızlara minnettar kalmış ve hükümdarlığının ilk dönemlerinde praetorianları öven sikkeler bastırmıştı.

İmparatorluğun genişlemesi

Claudius yönetiminde imparatorluk Augustus döneminden sonraki ilk büyük genişlemeleri kaydetti. Trakya, Moritanya, Noricum, Pamfilya, Likya ve Yahudiye bölgeleri ilhak edildi. Mauretania'nın Caligula döneminde başlayan ilhakı isyancı güçlerin bastırılması ve eski uydu krallığın resmen iki eyalete bölünmesinin ardından tamamlandı. En önemli fetih ise Büyük Britanya'nın alınmasıydı.

43 yılında yerlerinden edilen müttefik bir kabilenin başvurusu üzerine Claudius, Aulus Plautius'u dört lejyonla Britanya'ya gönderdi. Britanya özellikle madenleri ve köleler bakımından Roma için çekici bir hedefti. Ayrıca Galyalı asiler için güvenli bir sığınaktı. Bu yüzden daha fazla kendi hâline bırakılamazdı. Savaşın sonunda yanında ek kuvvet ve fillerle Claudius bizzat adaya gitti. Fillerin Camulodunum'un ele geçirilmesinde muhtemelen etkisi olmuştur. Claudius 16 gün sonra bölgeden ayrıldı bir süre vaktini eyaletlerde geçirdi. Senato kendisini yalnızca imparatorluk ailesi üyelerine yapılan zafer merasimiyle onurlandırdı. Claudius sonradan bu kısıtlamayı bazı fetih yapan generalleri için hafifletmiştir. Kendisine Britannicus unvanı verildi ancak bu unvanı oğlu adına kabul etti ve kendisi hiçbir zaman kullanmadı. Britanya generali Caratacus 50 yılında yakalandığında Claudius kendisine merhamet gösterdi. Caratacus kalan günlerini Roma devletinin kendisine temin ettiği arsada geçirdi. Bu bir düşman komutanı için alışılmadık bir son olmakla birlikte muhtemelen Britanya'daki muhalifleri yatıştırmaya yaramıştır.

Claudius 48 yılında bir sayım yaptırmış ve Roma vatandaşlarının nüfusunun 5.984.072 olduğu belirlenmişti. Bu Augustus'un ölümünde yapılan sayımda çıkan sayıdan yaklaşık 1 milyon daha fazlaydı. Bu artışta Claudius'un örtülü vatandaşlık verilen Roma kolonileri kurmasının da payı vardı. Bu koloniler genellikle halklarını Roma'nın peşinden sürükleyebilecek seçkinlere sahip hâlihazırda mevcut topluluklardan oluşuyordu. Yeni bölgelerde ve sınırlarda Roma'nın elindekileri olabildiğince hızlı biçimde güvenlik altına almak için muhtelif koloniler kurulmuştu.

Hukuk ve yasamayla ilgili işler

Claudius hükümdarlığı sırasında bizzat birçok davaya yargıçlık etmiştir. Eski tarihçiler hükümlerinin değişken olduğunu ve bazen kanuna göre hareket etmediğini belirterek bu durumdan çok şikâyet etmişlerdir. Ayrıca kolay etki altında kalıyordu. Mamafih adlî sistemin işleyişiyle yakından ilgilenmiştir. Geleneksel paydosları kısaltarak mahkeme sürelerini uzatmıştır. Ayrıca davacıların, mahkemeleri sürerken, evvelce sanıklar için zorunlu olduğu şekilde şehirde kalmalarını şart koşan bir yasa çıkarmıştır. Bu girişimlerle sırada bekleyen davaların sayısı azaldı. Jüri üyeleri için asgarî yaş sınırı da daha tecrübeli jüriler oluşturmak için 25'e çıkartıldı.

Claudius eyaletlerdeki ihtilafları da sonuçlandırdı. Rodos adasına halkının sadakatinden ötürü Roma yönetiminden çıkarıp özgürlük verdi ve Truva'yı vergiden muaf tuttu. Hükümdarlığının başlarında İskenderiyeli Yunanlar ve Yahudiler iki toplumun arasında çıkan çatışmaların ardından Claudius'a elçiler göndermişlerdi. Bunun sonucunda Yahudilere şehirde kalma haklarını yeniden teyit eden ama kitleler hâlinde yeni ailelerin taşınmasını yasaklayan Claudius'un meşhur kararı çıkmıştı (İskenderiyelilere mektup). Josephus'a göre daha sonra Claudius imparatorluktaki tüm Yahudilerin haklarını ve özgürlüklerini yeniden teyit etmişti. Claudius'un bir müfettişi bugünkü Trento'da yaşayan birçok Roma vatandaşının aslında Roma vatandaşı olmadığını ortaya çıkarmıştı. Bu kişilerin hâlihazırdaki konumlarını ellerinden almak büyük sorunlar çıkartacağından imparator söz konusu kimseleri o andan itibaren vatandaş kabul eden bir bildiri yayımlamıştı. Ancak özel vakalarda Claudius sahte vatandaşlığı büyük bir suç kabul etmiş ve acımasız cezalar vermiştir. Aynı şekilde kendini equestrian olarak gösterdiği tespit edilen azledilmişler de yeniden köle olarak satılmışlardır.

Claudius'un hükümdarlığı döneminde pek çok ferman yayımlanmıştır. Bu fermanlar tıbbî tavsiyelerden ahlâkî görüşlerle ilgili çeşitli konular üzerineydi. Yılan sokmasın karşı porsuk ağacının iyi geldiği ve sağlık için yellenmenin teşvik edilmesi bu tıbbî tavsiyelerden meşhur olanlardır. Daha bilinen fermanlardan biri hasta kölelerin konumuyla ilgiliydi. Efendileri hasta kölelerini Tiber adasındaki Asklepios tapınağında ölüme terk eder, ardından da hayatta kalırlarsa onları geri isterlerdi. Claudius bu tedavinin ardından iyileşen kölelerin azledilmesini buyurmuştu. Dahası bu riski almayıp kölelerini öldüren köle sahipleri cinayetle suçlanıyordu.

Bayındırlık işleri

Claudius hükümdarlığı boyunca başkentte olsun, diğer eyaletlerde olsun birçok bayındırlık işi başlatmıştı. Yapımına Caligula döneminde başlanan Aqua Claudia ve Anio Novus olmak üzere iki su yolu inşa ettirdi. Bunların şehre girişi 52 yılında sağlandı ve iki su yolu meşhur Porta Maggiore'de buluşturuldu. Ayrıca Aqua Virgo'yu onarttı.

Aqua Claudia (Klavdiya Su Kemeri)

Ulaşıma özel bir ilgi gösterdi. İtalya ve eyaletler boyunca yollar ve kanallar inşa ettirdi. Bunların içinde Ren Nehri'ni denize bağlayan bir kanal ve İtalya'dan Almanya'ya uzanan bir yol vardı. Her ikisinin de yapımına babası Drusus zamanında başlanmıştı. Roma yakınlarında Tiber üzerinde Ostia'nın kuzeyindeki yeni limanı Portus'a uzanan gemi seyrine elverişli bir kanal yaptırmıştı. Liman iki dalgakıranlı ve ağzında deniz feneri ile yarım daire biçimindeydi. Yapının Roma'daki selleri azaltma özelliği de vardı.

Ostia'daki liman Roma'da nakliye sezonunun bitmesinden sonra kış aylarında sürekli yaşanan hububat sıkıntısını çözmeye yönelik girişimlerinin bir parçasıydı. Getirdiği diğer çözüm ise sezon dışında Mısır'a gitme riskini alan hububat tüccarlarının gemilerini sigortalamasıydı. Ayrıca denizcilerine vatandaşlık ve evlilikleri ayarlayan bir yasa olan Lex Papia-Poppaea'dan muafiyet gibi imtiyazlar verdi. Bunlara ilaveten Caligula'nın gıda üzerine koyduğu vergiyi feshetti ve kuraklık ve açlıktan muzdarip halkların vergisini düşürdü.

Cladius'un planlarının son kısmı İtalya'daki ekilebilir alanların artırılmasıydı. Bunu Fucine gölünden su çekerek sağlamayı düşünüyordu. Göl yatağına bir tünel kazıldı ancak plan başarısız oldu. Tünel suyu taşıyacak kadar büyük değildi ve eğikti dolayısıyla açıldığında geri tepmişti. Gölden su çekmek kötü bir fikir değildi ve Hadrianus, Trajan ve Orta Çağ'da Kutsal Roma imparatoru II. Frederick gibi birçok imparator ve hükümdar bu fikri değerlendirmeye almıştır. Nihayet 19. yüzyılda Torlonia prensi tarafından hayata geçirilmiştir. Tüneli orijinal boyutlarının üç katına çıkarmıştı.

Senato ve Claudius

Başa geçerken yaşanan olaylardan ötürü Claudius senatoyu memnun etmek için büyük özen gösterdi. Olağan oturumlarda senatoda oturup sırası geldiğinde konuşurdu. Yeni bir kanun sunduğunda konsüllerin arasındaki sıraya otururdu. Hükümdarlığının başlarında Imperator da dâhil olmak üzere seleflerinin kullandığı unvanların hepsini reddetmiş, bu unvanları vakti gelince hak ederek edinmeyi tercih etmişti. Augustus'tan beri ilk defa senatonun kendi bronz sikkelerini bastırmasına izin vermişti. Ayrıca Makedonya ve Ahaya eyaletlerini yeniden senatonun kontrolüne vermişti.

Claudius, senatoyu daha etkin, temsilî bir yapı hâline getirme işine koyulmuştu. Bir konuşmasının günümüze kalmış olan parçalarından anlaşıldığı üzere kendisi tarafından sunulan yasa taslağını tartışmakta isteksiz davranan senatörleri azarlamıştır.

Senatörler, eğer bu teklifleri kabul ediyorsanız kanaatiniz doğrultusunda fikrinizi açıkça söyleyin. Eğer kabul etmiyorsanız, başka seçenekler bulun ama bunu burada ve şimdi yapın; ya da üstüne düşünmek için vakit istiyorsanız, buyrun, vakit sizin ama unutmayın ki tekrar toplanmak üzere çağrıldığnızda fikrinizi dile getirmeye hazır olmanız şartıyla.

Bu itirazın görüşmeler üzerinde bir etkisi olup olmadığı bilinmemektedir.

MS 47'de Lucius Vitellius ile birlikte censura görevini üstlendi. Gerekli vasıflara sahip olmayan birçok senatör ve equestrian sınıfından kişiyi görevden aldı ama bu kimselere saygı göstererek daha evvel istifa etmelerine imkân verdi. Bir yandan da eyaletlerden uygun vasıfta adamlar topladı. Lyon Tableti'nde yazılı olan Galyalı senatörleri kabul konuşmasında senatörlere saygıyla ancak bu yeni adamları küçümsedikleri için eleştiriyle seslendi. Giderek azalan asillerin arasına yeni aileler ekleyerek patricilerin sayısını artırdı. Bu konuda Lucius Junius Brutus ve Jül Sezar'ın izinden gitmişti.

Buna rağmen senatodakilerin çoğu Claudius'a muhalif olmaya devam etti ve kendisine yönelik birçok suikast planı yapıldı. Bunun sonucunda Claudius etkinliğini artırmak için senatonun gücünü kısıtlamak zorunda kaldı. Ostia'nın idaresi limanın yapımının ardından imparatorluk promagistralığı hâline getirildi. İmparatorluğun malî bakımdan önemli birçok yeri imparator tarafından atanmış kişiler ve azledilmişlerin idaresine verildi. Bu daha da fazla öfkeye neden oldu ve söz konusu azledilmiş kişilerin imparatorluğu da yönettiği şeklindeki iddialara yol açtı.

Claudius'un hükümdarlığı sırasında birçok darbe girişimi olmuş, bunların sonucunda birçok senatör hayatlarından olmuştur. Claudius'un ilk yıllarında Appius Silanus şaibeli bir şekilde idam edilmişti. Kısa bir süre sonra senatör Vinicianus ve Dalmaçya valisi Scribonianus'un önderliğinde büyük bir isyan çıkmış ve bu isyan senatörler arasında hatırı sayılır bir destek bulmuştu. Sonunda Scribonianus'un askerlerinin isteksizliği ve komplonun başındakilerin intihar etmeleri yüzünden isyan başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Başka birçok senatör daha farklı komplo girişimlerinde bulunmuşlar ve sonunda mahkûm edilmişlerdi. Claudius'un damadı Pompeius Magnus babası Crassus Frugi ile birlikte içinde yer aldığı komplo yüzünden idam edilmişti. Lusiius Saturninus, Cornelius Lupus ve Pompeius Pedo da yine Claudius'a karşı bir komplo girişiminde bulunmuştu. MS 46'da Asinius Pollio'nun torunu Asinius Gallus ve Statilius Corvinus Claudius'un kendisinin azat ettiği birkaç kişi ile giriştikleri komplo yüzünden sürgüne gönderildiler. Valerius Asiaticus bilinmeyen sebeplerden duruşması yapılmadan idam edilmişti. Eski kaynaklara göre suçu zinaydı ve ceza vermesi için Claudius'un aklı çelinmişti. Ancak Claudius bir yıl kadar sonra Galyalılar üzerine yaptığı konuşmada Asiaticus'u özellikle lanetleyip kendisine verilen cezanın çok daha sert olması gerektiğini söyler. Asiaticus Caligula'nın ölümünün ardından yaşanan kargaşada tahtın üzerinde hak iddia etmiş ve Statilius Corvinus ile birlikte konsüllük yapmıştı. Bu komploların büyük bölümü Claudius'un censura olmasından önceydi ve senato tutanaklarını gözden geçirmeye yöneltmiş olabilir. Suetonius Claudius'un hükümdarlığı döneminde 35 senatör ve 300 equestrian idam edilmişti. Elbette bu komplolara verilen karşılıklar senato ile imparatorun arasındaki ilişkileri zayıflatmıştı.

Karakteri ve gücün merkezîleştirilmesi

Claudius imparatorluğun günlük idare işlerinde yardımcı olmaları için azledilmişleri kullanan ilk imparator değildi. Ancak Claudius, princepsin gücünün merkezîleşmesine ve sorumluluklarının artmasına paralel olarak azledilmişlerin görevlerini artırmak durumunda kalmıştı. Bu kısmen senatoyla yukarıda bahsi geçen çekişmelerden olduğu kadar Claudius'un senatörlere olan saygısından da kaynaklanıyordu. Claudius özgür doğmuş magistraların kendisinin dengi değilmişçesine kendisinin boyunduruğunda hizmet vermesini istemiyordu.

Claudius'un kabartması

Personel dairelere ayrılmıştı ve her birinin başına da bir azledilmiş kişi getirilmişti. Narcissus muhaberat dairesinin başıydı. Pallas hazine dairesinin başına getirilmişti. Callistus adalet dairesinin başıydı. Farklı konularla ilgilenen bir daire daha vardı ve bunun da başında ihanetten idam edilene kadar Polybius vardı. Narcissus'un Britanya'nın işgali öncesinde Claudius'un yerine askerler konuşma yapmasında olduğu gibi azledilmişler imparatorun yerine resmî olarak konuşabiliyorlardı. Bunların hepsi de önemli mevkiler olduğundan senatörler eski kölelerin eline düşmüş olmaktan ötürü şaşkın vaziyetteydiler. Azledilmişler para, yazışmalar ve yasalar üzerinde tam bir kontrol sağladıkları takdirde imparatoru idare etmeleri de zor olmayacaktı. Eski kaynaklarda tam da bu suçlama yapılır. Öte yandan aynı kaynaklar azledilmişlerin Claudius'a sadık kaldıklarını teslim ederler. Claudius da onların bu sadakatlerini karşılıksız bırakmamış, politikalarında onların tavsiyelerinden faydalanmıştır. Ancak ihanet etme eğiliminde olduklarında Polybius ve Pallas'ın kardeşi Felix'in durumunda olduğu gibi imparator kendilerini adil bir güçle cezalandırmıyordu. Elde Claudius'un politikalarının ve fermanlarının azledilmişlerin sayısındaki artışa ya da azalmaya göre değiştiğine dair bir kanıt yoktur; bundan dolayı da kontrolü başından sonunda kesin olarak elinde bulundurduğu varsayımı çıkmaktadır.

Siyasi güçlerinin boyutuna rağmen azledilmişler mevkilerinden ötürü zengin olmayı başarmışlardı. Gaius Plinius Secundus bir bölümünün Cumhuriyet döneminin en zengin adamı olanı Crassus'dan daha zengin olduğunu yazar.

Dinî reformlar ve oyunlar

Augustus'un dinî reformları üzerine yazmış olan Claudius kendisinin de bazı dinî reformlar yapabileceğine hükmetmişti. Devlet dininin yapısı konusunda güçlü fikirleri vardı. İskenderiyeli Yunanların kendisini tanrılaştırarak bir tapınak adama isteklerini yalnızca tanrıların yeni tanrılar seçebileceğini söyleyerek reddetmişti. Eski bayram günlerini geri getirmiş ve Caligula tarafından uygulamaya konmuş olan alakasız kutlamaları kaldırmıştı. Eski görenekleri ve eski dili yeniden uygulamaya sokmuştu. Claudius Doğu gizemlerinin Roma'da yayılmasından endişe duyarak daha Romalı örneklerin arayışına girmişti. Cumhuriyet döneminde birçok kimsenin benimsediği Eleusis gizemlerini öne çıkarmıştır. Yabancı astrologları kovdu ve hepatoskopiyi geri getirdi. Özellikle Druidizme karşı Roma devlet diniyle olan uyumsuzluğu ve din değiştirmeye ikna çabaları dolayısıyla sert davrandı. Yine bir noktada, muhtemelen Hristiyanlığın ortaya çıkışının Yahudi toplumunda huzursuzluk yaratmasından ötürü Yahudileri Roma'dan kovduğundan bahsedilir. Claudius herhangi bir dinden diğerine geçilmesine karşıydı. Bu durum Romalılara serbest bırakılan dinler için de geçerliydi.

Claudius Roma'nın kuruluşunun 800. yılı sebebiyle Ludi Saeculares (dünyevi oyunlar) düzenlemiştir. Augustus da yüzyıldan kısa bir süre önce bu oyunları düzenlemişti. Augustus oyunların 100 yılda bir değil, 110 yılda bir düzenlendiğini iddia etmişti. Ancak her iki hesaba göre de aslında oyunların vakti henüz gelmemişti. Claudius birçok oyun ve gösteriye ilave olarak Fucine Gölü'nün kurutulması şerefine de deniz savaşı oyunları düzenlemişti.

Ölümü, tanrılaştırılması ve itibarı

Eski tarihçiler Claudius'un zehirlendiğinde ve 13 Ekim 54'ün ilk saatlerinde öldüğünde hem fikirlerdir. Anlatımlarda farkılıklar vardır. Bazıları Claudius'un öldüğü sırada Roma'da olduğunu iddia ederken diğerleri Sinuessa'da olduğunu savunurlar. Bazıları zehiri verenin çeşnicisi Halotus, doktoru Xenophon veya meşhur zehirci Locusta olduğunu belirtirler. Kimilerine göre akşam yemeğinde aldığı tek bir dozun ardından uzun süre can çekişerek ölmüştü, kimilerine göreyse iyileştikten sonra tekrar zehirlenmişti. Neredeyse hepsi de ölümünün arkasında son karısı Agrippina olduğunu ima ederler. Agrippina ve Claudius son aylarında daha fazla kavga eder olmuşlardı. İş öyle bir noktaya gelmişti ki Claudius açıkça eski eşlerine hayıflanıp, Britannicus'un yakında kraliyet ailesindeki konumunu düzeltme derdinde bir yetişkin olacağından bahsetmeye başlamıştı. Agrippina Britannicus güçlenmeden evvel Nero'nun başa geçmesini garanti altına almak derdindeydi.

Modern dönemlerde bazı yazarlar Claudius'un öldürüldüğü mü, yoksa hastalık ya da ileri yaşından ötürü mü öldüğü yönünde şüphelerini ortaya koymuşlardır. O dönemde tarihin tarafsız bir şekilde kaydedilmesi pek mümkün değildi, dolayısıyla bazen, genellikle de olayların üzerinden yıllar geçtikten sonra yazarın tutuklanma tehlikesi altında olmadığı dönemde parşömene dökülmüş imalı sözlerle kaleme alınırdı. Claudius'un külleri 24 Ekim'de Augustus Mozolesi'ne defnedildi.

Claudius Tapınağı'nın girişi

Claudius Nero ve senato tarafından hiç vakit kaybedilmeden tanrılaştırıldı. Bunun sinik bir davranış olduğunu düşünenler şunu dikkate almalılar; modern ve eski bazı tarihçilerin tasvir ettiği şekilde Claudius nefret edilen biri idiyse bu hareketin tanrılaştırma eylemi içinde yer alanlara pek bir faydası olmamıştır. Claudius'a daha mesafeli olanların çoğunluğu vakit kaybetmeden Nero'nun adamları hâline geldiler. Claudius'un vasiyeti ölümünden kısa bir süre önce değiştirilmişti. Buna göre Nero ve Britannicus birlikte ya da birkaç içinde yetişkin olacak olan Britannicus tek başına vâris olarak gösteriliyordu.

Agrippina Claudius'un ölümünden kısa bir süre önce Narcissus'u uzaklaştırdı ardından da kendisini öldürttü. Muhaberat bakanının son eylemi Claudius'un tüm yazışmalarını yakmak oldu. Bu davranışının sebebi muhtemelen kendisini ve diğer azledilmişleri zaten kendilerine rakip olan yeni rejimden korumaktı. Böylece Claudius'un politikalarıyla ilgili kendi ağzından çıkmış olan sözleri kayboldu. Tıpkı Claudius'un kendinden öncekileri resmî fermanlarında eleştirmesi gibi Nero da Claudius'u sık sık eleştirdi ve onun çıkardığı birçok yasa ve fermanı yeterince akıllı olmadığını ya da o sırada bunamış olduğunu gerekçe göstererek geçersiz kıldı. Claudius'un yaşlı bir ahmak olduğu fikri Nero'nun hükümdarlığı boyunca resmî bir görüş olarak geçerliliğini korudu. Sonunda Nero kendisini evlatlık edinmiş olan tanrılaştırılmış babasında atıfta bulunmayı bıraktı ve kendi öz ailesini yeniden benimsedi. Claudius tapınağı temellerinin bir bölümü atıldıktan sonra uzun süre tamamlanmamış bir şekilde kendi hâline bırakıldı. Sonunda tapınağın bulunduğu alan Nero'nun Domus Aurea adlı villasının inşa edildiği arazinin içinde kaldı.

Claudius döneminde öne çıkmaya başlayan Flaviuslar farklı bir yol izlediler. Meşruiyetlerini desteklemek zorunda oldukları gibi Julio-Claudian hanedanının çöküşünü de haklı çıkarmak durumundaydılar. Nero'nun aksine iyi olanlarla ilintili olduklarını göstermek için Claudius'u yeniden öne çıkardılar. Claudius ve imparator Titus'un arkadaşı olan oğlu Britannicus adına hatıra paraları bastırdılar. Nero'nun Domus Aurea adlı villası yok olduktan sonra Caelian Tepesi'ndeki Claudius Tapınağı nihayet tamamlanmıştır. Ancak Flaviusların konumlarnı sağlamlaştırmalarıyla birlikte kendi kimliklerini vurgulama ihtiyacı arttığı için Claudius'a atıfta bulunmayı bıraktılar. Tersine Julio-Claudian hanedanının diğer imparatorları gibi Claudiusu da kötülenmeye başladılar.

Tacitus, Suetonius ve Cassius Dio gibi önemli tarihçilerin hepsi de Flaviuslardan sonra gelmişlerdi. Üçü de senatör ya da equestrian sınıfına mensuptu. Princeps ile yaşanan çekişmelerin çoğunda senatodan yana tavır almışlardır. Bu da bilinçli veya bilinçsiz olarak taraflı bakış açılarına yol açmıştır. Suetonius On iki Sezar'ın Hayatı adlı eserine başladıktan kısa süre sonra resmî arşivlere giremez olmuştur. Bu yüzden iş Claudius ile ilgili yazmaya geldiğinde (daha evvelden toparlanmış olan Augustus'un mektupları hariç) Suetonius ikinci el kaynakları kullanmak zorunda kalmıştı. Eserinde imparatorun ağzından bir alıntı yoktur. Suetonius Claudius'u gülünç biri olarak tasvir eder, eylemlerinin büyük bölümünü küçümser ve dönemindeki başarılı işleri maiyetine atfeder. Tacitus senatör arkadaşları için hikâye yazmış ve her imparatoru kendi seçtiği bir modele uydurmuştu. Claudius'u pasif bir piyon ve aptal olarak tasvir etmiş, işi eserlerinde Claudius karakterini es geçmeye kadar vardırmıştı. Claudius'un Lyon tabletindeki konuşmasını bile imparatorun kişiliğini yansıtmayacak şekilde düzenlemişti. Dio daha tarafsızdır ancak görünüşe göre Tacitus ve Suetonius'u kaynak olarak kullanmıştır. Bu yüzden zayıf, aptal ve başkalarının etkisi altında kalan Claudius imajı uzun müddet devam etti.

Zamanla Claudius tarihçilerin anlatıları dışında büyük ölçüde unutuldu. Kitapları içerdikleri konulara olan ilginin azalmasıyla birlikte kayboldu. İkinci yüzyılda Claudius'la doğum günü aynı olan Pertinax'ın kutlamaları Claudius'u gölgede bıraktı. Üçüncü yüzyılda Augustus Gothicus Claudius'un adını gaspetti. Öldüğünde o da tanrılaştırıldı ve Panteon'da Claudius'un yerini aldı.

Evlilikleri ve özel hayatı

Valeria Messalina ve bebek Britannicus

Claudius'un aşk hayatı döneminin üst sınıf Romalılarına göre alışılmışın dışındaydı. Edward Gibbon'ın değindiği üzere ilk on beş imparator içinde "bir tek Claudius'un aşk hayatındaki tercihleri tamamen doğruydu". Bu sözleriyle Gibbon'ın ima ettiği Claudius'un erkekler ya da oğlanlarla seks yapmadığıdır. Gibbon bunu Suetonius'un "[Claudius'un] kadınlara karşı büyük bir tutkusu vardı ancak erkeklerle hiç ilgilenmezdi." şeklindeki ifadesine dayandırır. Suetonius ve diğer eski tarihçiler bunu aslında Claudius'u yermek için kullanmışlardır. Eski tarihçiler Claudius'u aynı kadınlara ve eşlerine çok düşkün olmak ve çapkın olmakla suçlamışlardır.

Claudius dört kez evlenmiştir. İlk evliliğini Plautia Urgulanilla ile yapmıştı. Bu evliliğinden önce iki kere nişanlanmış ancak bunlar evlilikle neticelenmemişti. İlk olarak uzaktan kuzeni Aemilia Lepida ile nişanlanmış ancak siyasi nedenlerden ötürü nişan bozulmuştu. Ardından da Livia Medullina ile nişanlamış ancak gelin düğün günü aniden ölmüştü. Urgulanilla Livia'nın sırdaşı Urgulania'nın bir akrabasıydı. Evliliklerinden Claudius Drusus adında bir oğulları olmuştu. Ancak Drusus onlu yaşlarının başında Sejanus'un kızıyla nişanlandıktan kıza süre sonra asfeksiden ölmüştü. Bir süre sonra Claudius Urgulanilla'dan zina yaptığı ve görümcesi Apronia'yı öldürdüğü süphesiyle boşanmıştı. Urgulanilla'nın boşanmalarının ardından doğurduğu kızı Claudia'yı Claudius kendi azledilmiş adamlarından birine ait olduğu için reddetmişti. Kısa bir süre sonra (muhtemelen 28 yılında) Claudius Sejanus'un bir akrabası olan Aelia Paetina ile evlenmişti. Bu evlilikten Claudia Antonia adında bir kızları olmuştu. Daha sonra Claudius bu evliliği de siyasi bir engel hâline geldiği için sonlandırmıştır (ancak Leon boşanma sebebinin Aelia'nın duygusal ve zihinsel baskılarının sonucu olabileceğini öne sürer).

38 yılında ya da 39 yılı başlarında Claudius, bir zamanlar Caligula'nın tarafında yer almış olan kuzeni Valeria Messalina ile evlendi. Kısa bir süre sonra Messalina, Claudia Octavia adında bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Sonradan Britannicus adını alan Tiberius Claudius Germanicus, Claudius'un başa geçmesinden hemen önce dünyaya gelmişti. Bu evlilik trajediyle sonlandı. Eski tarihçilerin hepsi Claudius'u sık sık aldatan Messalina'nın nemfomanyak olduğunda birleşirler. Tacitus Messalina'nın bir gece fahişenin biriyle kimin daha fazla kişiyle cinsel ilişkiye gireceği üzerine bir yarışa tutuştuğunu yazmıştır. Messalina servetini artırmak için Claudius'un politikalarına da müdahale etmiştir. 48 yılında Messalina Claudius Ostia'dayken sevgilisi Gaius Silius ile evlendi. Önce imparatordan boşanıp boşanmadığı ve niyetinin tahta geçip geçmemek olduğu konusunda kaynaklarda farklı anlatımlar vardır. Scramuzza biyografisinde Silius'un Messalina'yı Claudius'un lanetli olduğuna ve konumunu ve çocuklarını ancak birliktelikleriyle koruyabileceğine ikna etmiş olabileceğini öne sürer. Tarihçi Tacitus Claudius'un censura olarak görev yapıyor olmasından ötürü ilişkiyi fark etmemiş olduğunu söyler. Gerçek ne olursa olsun neticede Silius, Messalina ve yakınlarının büyük bölümü idam edildi. Claudius Praetorianları bir daha evlenirse kendisini öldürmeleri için yemin ettirdi.

Genç Agrippina

Bu lafına karşın Claudius bir kere daha evlendi. Eski kaynaklara göre azledilmiş adamları kendisi için üç aday öne çıkardılar. Bunlar Caligula'nın eski karısı Lollia Paulina, Claudius'un boşanmış olan ikinci karısı Aelia ve Claudius'un yeğeni genç Agrippina idi. Suetonius'a göre Agrippina kadınsı yanlarıyla diğerlerini gölgede bıraktı. Gerçek ise daha ziyade siyasetle ilgiliydi. Silius'un darbe girişiminden ötürü Claudius, Claudian ailesinin mensubu olarak konumunun zayıfladığını fark etmişti. Ayrıca Britannicus'un henüz bir çocuk olmasından ötürü yetişkin bir vârisi de yoktu. Agrippina Augustus'un kalan birkaç torunundan biriydi ve sonradan Nero olarak tanınacak olan oğlu Lucius Domitius Ahenobarbus imapartorluk ailesinin son kalan birkaç erkeğinden biriydi. Yeni darbe girişimleri bu ikilinin etrafında oluşabilirdi ve Agrippina şimdiden bu yönde eğilimler göstermekteydi. Son dönemlerde ailenin iki kolu Julian ve Claudianlar arasındaki çekişmeyi sonlandırmak için senatonun Claudius ve Agrippina'nın evlenmeleri için bastırmış olabileceği de öne sürülmüştür. Bu çekişme Agrippina'nın annesinin kocası Germanicus'un ölümünün ardından Tiberius'a yönelik eylemleri ve Tiberius'un bu eylemlere karşılık olarak verdiği cezalara kadar uzanıyordu. Neticede Claudius Agrippina ile evlendi ve Nero'yu da evlat edindi.

Nero, Britannicus ile birlikte ortak vâris yapıldı. Bu modern monarşilere aşina insanların sandığı kadar alışılmadık bir durum değildi. Barbara Levick Augustus'un da torunu Agrippa Postumus ile birlikte üvey oğlu Tiberius'u ortak vâris yaptığına dikkat çeker. Tiberius yeğeninin oğlu Caligula ile birlikte torunu Tiberius Gemellus'u ortak vâris ilan etmişti. Uygun bir vâris olmaması durumunda yetişkinlerin ya da yetişkinliğe yakın kişilerin evlat edinilmesi Roma'da eski bir gelenekti. Britannicus'un küçüklüğünde yaşanan da buydu. S.V. Oost daha evvel Claudius'un yönetimini güvence altına almak için damatlarından birini evlat edinmeyi düşündüğünü söyler. Kızı Antonia ile evli olan Faustus Sulla'nın ailesinin yalnızca bir kolu Augustus ve Antonius'un soyundan geliyordu ve bu da tereddütleri ortadan kaldırmak için yeterli değildi. Ayrıca kendisi Messalina'nın da üvey kardeşiydi. Nero, Germanicus'un torunu ve Augustus'un doğrudan soyundan geldiği için halk arasında daha popülerdi.

Bilimsel çalışmaları ve bunların etkileri

Claudius tüm hayatı boyunca bol bol yazmıştır. Arnaldo Momigliano Claudius'un yazı hayatının doruk noktasına denk gelen Tiberius'un hükümdarlığı sırasında Roma Cumhuriyeti'nden bahsetmenin uygunsuz olduğunu belirtir. Genç tarihçiler arasında eğilim, yeni imparatorluk veya eskinin muğlak konuları hakkında yazmaktı. Claudius her ikisini de ele alan ender âlimlerdendi. Başına çok iş açan Augustus döneminin tarihi dışında başlıca çalışmaları arasında Etrüsk medeniyeti tarihi, sekiz ciltlik Kartaca tarihi, bir Etrüsk sözlüğü ve zar oyunu üzerine bir kitap vardı. Ayrıca Asinius Gallus'un suçlamalarına karşılık Cicero'yu savunan bir yazı kaleme almıştı. Modern tarihçiler bu çalışmasını politikalrının doğasını ve iç savaş tarihi kitabının yarıda kalan kısımlarnı anlamak için kullanmışlardır. Latin alfabesine üç yeni harf ilave edilmesini teklif etmiştir. Bunlardan ikisi W ve Y harflerinin işlevlerini görüyordu. Bu değişiklikleri censura olduğu dönemde gerçekleştirmişti ancak kalıcı olmamışlardır. Claudius ayrıca kelimelerin arasına nokta koyma geleneğini yeniden canlandırmaya çalışmıştır (Klasik Latince kelimelerin aralarına boşluk konmadan yazılırdı). Son olarak Suetonius'un zevksiz diye tanımladığı sekiz ciltlik bir otobiyografi yazmıştır. Claudius da günümüze kalan konuşmalarında hanedanındaki diğer birçok kimse gibi kendinden öncekileri ve akrabalarını ağır biçimde eleştirdiğinden Suetonius'un suçlamalarının sebebini anlamak güç değildir.

Claudius'un Latin alfabesine soktuğu harfler

Ne yazık ki, bu çalışmaların hiçbiri günümüze kalmamıştır. Yalnızca günümüze kalmış Julio-Claudian hanedanıyla ilgili tarih kitaplarına kaynaklık ederek bugüne ulaşmışlardır. Suetonius, Claudius'un otobiyografisinden bir kere alıntı yapmıştır ve bu eseri muhtemelen çeşitli kereler kaynak olarak kullanmıştı. Tacitus yukarıda bahsi geçen yazınsal yenilikler için Claudius'un kendi savlarını kullanmıştır. Claudius Plinius'un Naturalis Historia adlı eserinin birçok yerine kaynak olmuştur.

Tarih çalışmalarının Claudius'un üzerindeki etkisi aşikârdır. Galyalı senatörlere yaptığı konuşmasında ilk yetmeliğinde hocası olan Titus Livius'unkine benzer bir şekilde Roma'nın kuruluşundan bahseder. Kapsamlı çalışmalarında sıkça görüldüğü üzere konuşmasında kılı kırk yarar ve ilgili konular üzerine uzun yan parantezler açar. Bu çeşitli tarihî konularda derin bilgi sahibi olduğuna ve bunları paylaşmaktan kendini alamadığına işaret eder. Döneminde yapılan bayındırlık işlerinin büyük bölümü ilk olarak Jül Sezar tarafından önerilen planlara dayanmaktadır. Levick Sezar'a yönelik öykünmenin politikalarının her yönüne sinmiş olabileceğine inanır.Censura olarak kendinden öncekileri özellikle de, Appius Claudius Caecus'u örnek aldığı anlaşılır ve görevdeyken Cumhuriyet döneminden feyz alan politikalar uygulamıştır. Dinî reformlarının ve inşaat faaliyetlerinin büyük bölümü bu dönemde gerçekleşmiştir. Censura olarak görev yaparken akademik çalışmalarının meyvesini almak istemiş olabilir. Örneğin çoğu Romalı gibi ecdadı Appius Claudius Caecus'un R harfini alfabeye soktuğuna inanırdı ve kendi dönemini de yeni harfler takdim etmek için kullanmıştı.

Popüler kültürde Claudius

İngiliz Yazar Robert Graves'in Ben, Claudius adlı romanı Claudius'un ağzından Roma İmparatorluğu'nu anlatır. 1976 yılında roman BBC tarafından televizyona uyarlanmıştır. Bu romanda Graves, Claudius'u kurnaz ve son derece zeki biri olarak tasvir eder. 1979 yapımı Caligula filminde ise, Giancarlo Badessi tarafından canlandırılan Caligula karakteri Graves'in romanındakinin tamamen zıddı, ebleh bir kişidir.

Soy ağacı

 
 
 
 
8. Drusus Claudius Nero
 
 
4. Tiberius Nero
 
 
 
 
 
 
9. ?
 
 
2. Nero Claudius Drusus
 
 
 
 
 
 
10. Marcus Livius Drusus Claudianus
 
 
5. Livia
 
 
 
 
 
 
11. Aufidia
 
1.Claudius
 
 
 
 
 
12. Marcus Antonius Creticus
 
 
6. Marcus Antonius
 
 
 
 
 
 
13. Julia Antonia
 
 
3. Küçük Antonia
 
 
 
 
 
 
14. Gaius Octavius
 
 
7. Küçük Octavia
 
 
 
 
 
 
15. Atia Balba Caesonia
 
Genel
  • Baldwin, B. "Executions under Claudius: Seneca’s Ludus de Morte Claudii". Phoenix 18 (1964).
  • Griffin, M. "Claudius in Tacitus". Classical Quarterly, 40 (1990), 482–501.
  • Levick, B.M., "Claudius: Antiquarian or Revolutionary?" American Journal of Philology, 99 (1978), 79–105.
  • Levick, Barbara. Claudius. Yale University Press. New Haven, 1990.
  • Leon, E.F., "The Imbecillitas of the Emperor Claudius", Transactions and Proceedings of the American Philological Association, 79 (1948), 79–86.
  • McAlindon, D., "Claudius and the Senators", American Journal of Philology, 78 (1957), 279–286.
  • Major, A., "Was He Pushed or Did He Leap? Claudius' Ascent to Power", Ancient History, 22 (1992), 25–31.
  • Momigliano, Arnaldo. Claudius: the Emperor and His Achievement Trans. W. D. Hogarth. W. Heffer and Sons. Cambridge, 1934.
  • Oost, S.V., "The Career of M. Antonius Pallas", American Journal of Philology, 79 (1958). 113–139.
  • Ruth, Thomas De Coursey. The Problem of Claudius. (Johns Hopkins Diss., 1916).
  • Ryan, F.X. "Some Observations on the Censorship of Claudius and Vitellius, AD 47–48", American Journal of Philology, 114 (1993), 611–618.
  • Scramuzza, Vincent. The Emperor Claudius Harvard University Press. Cambridge, 1940.
  • Stuart, M. "The Date of the Inscription of Claudius on the Arch of Ticinum" Am. J. Arch. 40 (1936). 314–322.
  • Suhr, E.G., "A Portrait of Claudius" Am. J. Arch. 59 (1955). 319–322.
  • Vessey, D.W.T.C. "Thoughts on Tacitus' Portrayal of Claudius" American Journal of Philology, 92 (1971), 385–409.
Özel
Claudius
Doğumu: 1 Ağustos MÖ 10 Ölümü: 13 Ekim 54
Siyasi görevi
Önce gelen:
Caligula
Vexilloid of the Roman Empire.svg
Roma İmparatoru

41 - 54
Sonra gelen:
Neron

Новое сообщение